*Sık Kullanılanlara Ekle * HOŞ GELDİNİZ, ZİYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
   
 
  FORUM
=> Daha kayıt olmadın mı?

**FORMUMUZDA KIZILAY İÇERİKLİ VE YARARLI BİLGİLERE YER VERİLMEKTEDİR.** **SİZ DE FORUMA ÜYE OLARAK BİLGİ PAYLAŞIMINDA BULUNABİLİRSİNİZ.**

FORUM - Darwin

Burdasın:
FORUM => BİYOGRAFİ => Darwin

<-Geri

 1  2 Devam -> 

İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
01.04.2011 14:28 (UTC)[alıntı yap]
Darwin Kimdir
Charles Robert Darwin


(12 Şubat 1809 – 19 Nisan 1882), İngiliz doğa tarihçisi.
İnsan dahil tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüş ve o günün şartlarına göre bu teoriyi destekleyen pek çok kanıt sunmuştur.
Darwin'in fikirleri üzerine inşa edilen modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli ve birleştirici öğesidir.
Evrimin gerçekleştiği gerçeği yaşadığı dönemde, doğal seçilim teorisinin evrimin ana açıklaması olduğu ise 1930'lu yıllarda bilim dünyası tarafından kabul görmüştür.
Darwin'in orijinal teorileri modern evrimsel biyolojinin temelini oluşturmakta, hayatın çeşitliliği üzerine birleştirici bir mantıksal açıklama sunmaktadır.

Darwin'in doğa tarihine duyduğu ilgi, önce Edinburgh Üniversitesi'nde tıp, sonra Cambridge Üniversitesi'nde teoloji okurken gelişti.
Beagle gemisinde yaptığı beş senelik yolculuk sırasında, zamanın meşhur jeoloğu Charles Lyell'ın ortaya attığı, geçmişteki jeolojik süreçlerin bugünkülerle aynı olduğunu savunan teoriyi destekleyecek pek çok gözlem yaptı ve iyi bir jeolog olarak ünlendi.
Aynı yolculukta, canlıların coğrafi dağılımı ve fosiller üzerine yaptığı dikkatli gözlemler sonucunda, türlerin birbirine dönüşümüyle ilgilenmeye başladı ve 1838'de doğal seçilim fikrini geliştirdi.
Daha önce benzer fikirlerin "sapkınlık" olarak nitelendirildiğini ve bastırıldığını görmüş olduğundan, uzun süre fikirlerini en yakın arkadaşları dışında kimseye açmadı.
Olası itirazlara en iyi şekilde cevap verebilmek için araştırma yapmaya ve kanıt toplamaya başladı.
1858'de Alfred Russell Wallace'dan aldığı bir mektubu okuyunca, Wallace'ın da kendisininkine benzer bir teori geliştirdiğini anladı, ve nihayet teorisini yayımlamaya karar verdi.

1859'da yayımladığı On the Origin of Species (Türlerin Kökeni Üzerine) adlı kitabı, canlıların ortak atalardan evrilerek çeşitlendiği fikrinin geniş kabul görmesini sağladı.
Daha sonra yayımladığı The Descent of Man, and Selection in Relation to Sex (İnsanın Türeyişi, ve Cinsiyete Mahsus Seçilim) kitabında insan evrimini ve cinsel seçilim fikrini inceledi.
The Expression of the Emotions in Man and Animals (İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi) adlı kitabında ise insanların ve hayvanların duygularını ifade ediş şekilleri arasındaki benzerlikleri ortaya koydu.

Darwin bugün, John Herschel ve Isaac Newton gibi isimlerle beraber Westminster Abbey'de gömülüdür.
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
01.04.2011 14:30 (UTC)[alıntı yap]
Beagle yolculuğu

Darwin'i taşıyan HMS Beagle'ın 1831-1836 yılları arasında izlediği rotaHMS Beagle'ın yolculuğu iki yerine beş yıl sürdü.
Darwin, yolculuk boyunca çok çeşitli jeolojik oluşumlar, fosiller ve canlılar keşfetti ve bunlardan örnekler topladı.
Fırsat buldukça Cambridge'e keşiflerini anlatan ayrıntılı mektuplar yazıyor, topladığı ilginç örnekleri postalıyordu.
Bu sayede, kendisi uzakta olmasına rağmen, İngiliz doğabilimcileri arasında ünü epey yayıldı.
Yolculuk boyunca tuttuğu günlüğüne, doğabilimsel keşiflerinin yanısıra, karşılaştığı değişik insan topluluklarıyla ilgili kültürel ve antropolojik gözlemlerini de yazıyordu.
Bu günlüğü 1839'da The Voyage of the Beagle (Beagle Yolculuğu) adıyla yayımlayacaktı.

Yolculuk Darwin için kolay olmadı.
Deniz tutmasından fena şekilde etkilendi, Ekim 1833'te Arjantin'de ateşli bir hastalık geçirdi, Temmuz 1834'te ise And Dağları'ndan Şili'ye dönerken tekrar hasta oldu ve bir ay yataktan çıkamadı.

Yolculuğun başında Kaptan FitzRoy, Darwin'e Charles Lyell'ın Principles of Geology (Jeolojinin Prensipleri) adlı kitabını vermişti.
Lyell bu kitabında jeolojik oluşumların, bugün de devam eden çok yavaş süreçlerin etkisiyle, çok uzun çağlar sonucunda oluştuğunu savunuyordu.
Darwin, Batı Afrika açıklarındaki Santiago adasında, yüksek volkanik kaya yamaçlarında mercan ve deniz kabuğu kalıntıları bulunca, bu yamaçların bir zamanlar deniz altında bulunduğunu, ve Lyell'ın söylediği gibi çağlar boyunca yavaş yavaş yükseldiğini anladı.
Darwin yolculuk boyunca pek çok önemli jeolojik keşif yapacaktı.
Patagonya'da gördüğü, deniz kabukluları ve çakıldan oluşan geniş düzlüklerin yükselmiş sahiller olduğunu tahmin etti, ve Şili'de bir deprem sonrasında deniz seviyesi üstünde kalmış midye yatakları gözlemleyince, kıyının deprem sonucu yükseldiğini anladı.
Benzer şekilde, And Dağları'nın yamaçlarında, kumlu sahillerde yetişen ağaçlara ve deniz kabuklularına ait fosiller buldu, ve bu yamaçların zaman içinde yükseldiği sonucuna vardı.
Ayrıca Hint Okyanusu'nda bol bol inceleme fırsatı bulduğu atollerin (mercan adalarının), deniz tabanından yükselen volkanik dağların çevrelerinde oluştuğunu keşfetti.

Darwin Güney Amerika'da, soyu tükenmiş devasa memelilere ait fosiller buldu.
Bu fosillerin bulunduğu katmanlarda modern deniz kabuklularına ait kalıntılar da vardı, yani bu memelilerin soyu yakın zamanlarda, herhangi bir iklim değişikliği ya da felâket olmadan tükenmişti.
(Darwin'in zamanında yaygın görüş, fosillerin Nuh tufanı benzeri büyük felâketlerde ölen hayvanlar olduğuydu.)
Darwin bu hayvanların benzer Afrika ve Avrupa türleriyle akraba olduklarını düşündü, oysa İngiliz biyolog Richard Owen 1836'da bu hayvanların modern Güney Amerika türlerine çok daha yakın olduğunu gösterecek, ve Darwin'in kafasında şekillenmekte olan doğal seçilim fikrine bir destek daha sağlayacaktı.

HMS Beagle Tierra del Fuego'daPrinciples of Geology'nin 1832'de çıkan ikinci cildi, Güney Amerika'daki Darwin'e postalandı.
Charles Lyell, bu ciltte evrim fikrine karşı çıkıyor, biyolojik türlerin dağılımını "yaradılış merkezleri" fikriyle açıklıyordu.
Darwin, bir taraftan bunu okurken, bir taraftan da daha sonra kendi evrim teorisini destekleyecek olan çok önemli gözlemler yapıyordu.
Galápagos Adaları'ndan pek çok "alaycıkuş" (mockingbird) örneği topladı, ve bu kuşların, yaşadıkları adalara göre ufak fizyolojik farklar gösterdiklerini farketti.
Yerel İspanyollar'ın, bir kaplumbağanın görünüşüne bakarak hangi adadan geldiğini anlayabildiklerini öğrendi.
(İngiltere'ye dönüş yolculuğunda notlarını düzenlerken, "alaycıkuşlar ve kaplumbağalar hakkındaki şüphelerim doğruysa, türlerin değişmezliği fikri sarsılacaktır" diye yazacaktı.)
Avustralya'da gördüğü keseli sıçan-kangurular ve ornitorenkler Darwin'i o kadar şaşırttı ki, Dünya canlılarının iki ayrı yaratıcı tarafından yaratılmış gibi olduklarını düşündü.

Beagle'ın 1826-1830 arasındaki ilk yolculuğu sırasında, Güney Amerika'nın en güney ucundaki Tierra del Fuego'dan alınmış ve İngiltere'de "medenîleştirilmiş" olan üç Yagan yerlisi, misyonerlik yapmaları için kabilelerine geri verildi.
(Darwin bu kabileleri "sefil ve rezil vahşiler" olarak tanımlıyordu.)
Bir sene geçtiğinde, yerliler misyonerlik görevini bırakmış, eski hayatlarına geri dönmüşlerdi.
Darwin, kısmen bu tecrübe sonucunda, insanların hayvanlardan sanıldığı kadar uzak olmadığını düşünmeye başladı.
Darwin, insan toplulukları arasındaki yaşayış farklılıklarını, ırksal gelişmişlikle değil, kültürel gelişmişlikle açıklıyordu.
Güney Amerika'da şahit olduğu kölelik kurumundan hoşlanmıyor, Avrupalı kolonilerin Avustralya ve Yeni Zelanda'daki yerli halklara verdiği zarardan üzüntü duyuyordu.

Yolculuğun sonlarına doğru Darwin'in tuttuğu ayrıntılı notları okuyan Kaptan FitzRoy, yolculukla ilgili resmi raporun doğabilimle ilgili son kısmını Darwin'in yazmasını rica etti.
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
01.04.2011 14:30 (UTC)[alıntı yap]
Evrim Teorisinin doğuşu

Darwin'in seyahatteyken İngiltere'ye yolladığı mektuplar, fosil örnekleri ve doldurulmuş canlılar, eski öğretmeni Henslow aracılığıyla İngiliz doğabilimcilerine aktarılıyor, Darwin'in ünü bu sayede gittikçe yayılıyordu.
Beagle 2 Ekim 1836'da İngiltere'ye döndüğünde Darwin saygın bir doğabilimci olarak tanınmıştı.
Darwin, İngiltere'ye ayak bastığında, önce Shrewsbury'ye gidip akrabalarını ziyaret etti, sonra Cambridge'e gelerek Beagle yolculuğunda topladığı örneklerin tanımlanıp sınıflandırılması üzerinde çalışmaya başladı.
Henslow, bitki örneklerini tasnif edip isimlendirmede Darwin'e yardımcı oluyordu, fakat hayvan örnekleri için Darwin'in uzman zoologlara ihtiyacı vardı.
Babasının parasal desteğiyle Londra'ya gidip zoologlarla görüşmeye başlayan Darwin, Charles Lyell aracılığıyla Richard Owen adında bir biyologla tanıştı.
Owen, Darwin'in getirdiği fosilleri inceleyerek o güne kadar bilinmeyen pek çok soyu tükenmiş hayvan türü tanımladı.
Bu türlerin arasında, tembel hayvan benzeri büyük memeliler, hipopotam benzeri bir otobur memeli (Toxodon) ve armadillo benzeri dev bir zırhlı memeli (Gliptodon) da vardı.
Bu hayvanlar anatomik olarak, Darwin'in düşündüğü gibi Afrika hayvanlarına değil, Güney Amerika hayvanlarına yakındılar.

Darwin, Aralık 1836'da Güney Amerika kıtasının yükseldiğine dair bir bilimsel makale yazdı, ve Ocak 1837'de Lyell'ın da desteğiyle bu makalesini Londra Jeoloji Cemiyeti'ne sundu.
Aynı gün, Beagle yolculuğunda topladığı kuş ve memeli örneklerini de Londra Zooloji Cemiyeti'ne sundu.
Ornitolog John Gould, Darwin'in tanımlayamadığı ve değişik türlere ait olduğunu varsaydığı bir grup kuşun aslında birbirine çok yakın 12 yeni ispinoz türü olduğunu açıkladı.
Darwin Şubat 1837'de Coğrafya Cemiyeti Konseyi'ne seçildi, ve bir ay sonra Cambridge'den Londra'ya taşındı.

Darwin'in 1837'de günlüğüne çizdiği evrim ağacı Londra bilim çevrelerinde, hayatın ve canlı türlerinin kökeni sevilen bir tartışma konusuydu.
Matematikçi ve filozof Charles Babbage'ın başını çektiği bir grup, Tanrı'nın Dünya'daki hayatı özel bir mucize aracılığıyla değil, doğa kanunları aracılığıyla yarattığını savunuyordu.
Darwin'in Edinburgh Üniversitesi'nden hocası Robert Edmund Grant ve Dr. James Gully gibi bir grup bilimadamı ise türlerin birbirine dönüşebildiğini iddia ediyor, ama bu fikirleri yüzünden çoğunluk tarafından sapkınlıkla ve toplumsal düzeni bozmaya çalışmakla suçlanıyordu.

Mart 1837'de John Gould, Darwin'in farklı adalardan topladığı alaycıkuşların farklı türlere ait olduklarını açıkladı.
İspinozları hangi adalardan topladığını not etmemiş olan Darwin, Kaptan Fitz Roy'un notlarını inceleyince, Gould'un tanımladığı farklı ispinoz türlerinin de farklı adalardan geldiğini keşfetti.
Nisan 1837'ye gelindiğinde Darwin, anakaradan göç edip farklı adalara yerleşen kuşların, zaman içinde bir şekilde değişiklik geçirip farklı türlere dönüştüklerini anlamıştı.
Temmuz ayında, her zamanki günlüğünün yanı sıra, türlerin birbirine dönüşümüyle ilgili fikirlerini yazdığı gizli bir "B" günlüğü tutmaya başladı, ve bu günlüğün 36. sayfasına ilk kez bir evrim ağacı çizdi.
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
01.04.2011 14:31 (UTC)[alıntı yap]
Doğal seçilim teorisinin yayıma hazırlanması

Darwin, doğal seçilim fikrinin temelini atmıştı ama şüpheci meslekdaşlarını ikna etmek için çok çalışması gerektiğinin farkındaydı.
Jeoloji Cemiyeti'nin Aralık 1838'deki toplantısında, evrim fikrini savunan eski hocası Robert Edmund Grant'e nasıl şiddetle karşı çıkıldığına bizzat şahit olmuştu.
Teorisini destekleyecek kanıtlar bulabilmek için hayvan yetiştiricileri ile görüşmeye ve bitkiler üzerinde deneyler yapmaya devam etti.
Mayıs 1839'da Kaptan FitzRoy'un Beagle raporu yayımlandığında, Darwin'in yazdığı kısım o kadar beğenildi ki, sonradan başlıbaşına bir kitap olarak basıldı.

1842 başlarında Darwin, Lyell'a fikirlerini açıklayan bir mektup yazdı.
Her canlı türünün kendi başlangıcı olduğunda ısrar eden Lyell, jeoloji alanında müttefiki olan Darwin'in bunu inkâr etmesine çok üzüldü.
Mayıs 1842'de Darwin'in mercan kayalıkları üzerine yazdığı eser yayımlandı, aynı sıralarda Darwin, doğal seçilim teorisinin bir "kabataslağını" kâğıda döktü.
Kasım 1842'de Darwin çifti, Londra'nın stresinden uzaklaşmak için şehrin dışındaki Down House'a geçti.
Ocak 1844'te fikirlerini botanist arkadaşı Joseph Dalton Hooker'a açan Darwin, kendisini "bir cinayeti itiraf ediyormuş gibi" hissediyordu ama Hooker Darwin'in teorisini beğendi.
Temmuz'a gelindiğinde, Darwin'in "kabataslağı" 230 sayfalık bir deneme yazısına dönüşmüştü.
Ekim 1844'te anonim olarak yayımlanan ve insan dahil tüm canlıların ilkel formlardan dönüşerek ortaya çıktığını savunan Vestiges of the Natural History of Creation (Yaradılışın Doğal Tarihinden İzler) adlı kitap, doğabilimciler tarafından yerden yere vurulunca Darwin teorisi konusunda ne kadar dikkatli olması gerektiğini bir kez daha anladı.
Kitap, Londra orta sınıfından büyük ilgi gördü ve türlerin dönüşümü konusunu bir kez daha gündeme getirdi.
Darwin 1846'da üçüncü jeoloji kitabını yayımladı, ve arkadaşı Hooker'la beraber deniz kabuklularıyla ilgili geniş kapsamlı bir araştırmaya başladı.
1847'de Hooker, Darwin'in doğal seçilim üzerine yazdığı uzun denemeyi okudu ve önyargıdan uzak tarafsız eleştiriler sundu, fakat bir taraftan da Darwin'in yaradılış fikrine karşı çıkmasını sorguladı.

1849'da uzun süredir kötü giden sağlığını düzeltmek umuduyla Malvern'de bir kaplıcaya giden Darwin, iki ay sonra kendini daha iyi hissetti.
1850 Haziran'ında çok sevdiği kızı Annie ciddi şekilde hastalanınca, kendi kronik kötü sağlığının kalıtsal olduğunu tekrar düşünmeye başlayan Darwin, Nisan 1851'de Annie'nin ölümüyle iyiliksever bir Tanrı'ya olan tüm inancını kaybetti.

Deniz kabuklularıyla ilgili çalışmalarının sonuçlarını 1851-1854 arasında yayımladığı bir dizi kitapla anlatan Darwin, 1853'te bu çalışmasından dolayı Royal Society tarafından madalya ile ödüllendirildi.
Ayrıca bu çalışma, o zamana kadar jeolog olarak bilinen Darwin'in biyolog olarak da ünlenmesini sağladı.
Darwin, deniz kabuklularıyla ilgili çalışmasında, belli bir fonksiyonu olan bir organın, değişen şartlar sonucunda ufak değişimler geçirerek fonksiyonunu değiştirebileceğine dair kanıtlar gözlemledi.
Kasım 1854'te notlarına, ortak bir atadan gelen canlıların, "doğanın ekonomisinde ayrı ayrı yerlere" adapte olmaları sonucunda anatomik olarak birbirlerinden uzaklaşabileceklerini yazdı.
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
01.04.2011 14:32 (UTC)[alıntı yap]
Doğal seçilim teorisinin yayımlanması

1856 başlarında Darwin, yumurta ve tohumların deniz suyunu aşıp canlı türlerini okyanus ötesine taşıyıp taşıyamayacağını inceliyordu.
Arkadaşı Hooker canlıların değişmezliğine olan inancını sorgulamaya başlamıştı ama Darwin ve Hooker'ın ortak arkadaşı Thomas Henry Huxley evrim fikrine şiddetle karşı çıkıyordu.
Lyell ise Darwin'in fikirlerini ilgiyle takip ediyor, ama sonuçlarını göremiyordu.
Lyell, Borneo'da çalışmakta olan doğabilimci Alfred Russell Wallace'ın yazdığı bir makaleyi okuduğunda, Darwin'in fikirleriyle benzerlikler gördü ve Darwin'e bir makale yazması için baskı yapmaya başladı.
Darwin Wallace'ı bir tehdit olarak görmediyse de bir makale yazmaya başladı.
Makaleye ayrıntı üzerine ayrıntı eklemeye başlayınca, makaleyi Doğal Seçilim başlıklı uzun bir kitaba dönüştürmeye karar verdi.
Kitap için Wallace dahil pek çok meslekdaşıyla yazışıyordu.
Aralık 1857'de Wallace insanın kökenine değinip değinmeyeceğini sorduğunda, ona "önyargılarla çevrili bu konudan" uzak duracağını söyledi.

Haziran 1858'de Darwin kitabını henüz yarılamışken Wallace'dan bir makale aldı.
Wallace bu makalede Darwin'in yıllardır kafasında sakladığı doğal seçilim fikrini anlatıyordu.
Oldukça morali bozulan Darwin, makaleyi arkadaşları Lyell ve Hooker'a yolladı ve Wallace'ın seçeceği herhangi bir dergide yayımlanmasını rica etti.
Darwin'in doğal seçilim fikrini Wallace'dan çok daha önce düşündüğünü ve uzun süredir bu konuda ayrıntılı araştırmalar yaptığını bilen arkadaşları, Darwin ve Wallace'ın makalelerinin 1 Temmuz 1858'de Linneaus Cemiyeti'nde (Linneaean Society) ortak bir sunumda okunmasına karar verdiler.
Darwin, kızıl hummadan hayatını kaybeden küçük oğlunun cenazesi sebebiyle bu sunuma katılamadı.

Teori Linneaus Cemiyeti'nde pek ses getirmedi.
Darwin sonradan Dublin'li bir profesörden duyduğu tek bir yorumu hatırlayacaktı:
"Teoride yeni olan her şey yanlış, doğru olan her şey ise eski."
Bunun üzerine Darwin, tüm enerjisini kitabını bitirmeye verdi, ve On the Origin of Species by Means of Natural Selection, or The Preservation of Favoured Races in the Struggle for Life (Doğal Seçilim ile Türlerin Kökeni, veya Hayat Mücadelesinde Ayrıcalıklı Irkların Korunumu Üzerine) 22 Kasım 1859'da ilk defa kitapçılara dağıtıldı.
Kısa sürede büyük popülerlik kazanan ve ilk baskısı tükenen kitap, doğal seçilim fikrini ayrıntılı gözlemlere ve dikkatli mantıksal çıkarımlara dayanarak savunuyor, bazı olası itirazlara da önceden cevap veriyordu.
Kitapta insan evrimine doğrudan değinilmiyor, sadece teorinin "insanın kökeni ve tarihine de ışık tutabileceği" söyleniyordu.
Giriş kısmında yazdığı bir cümle, Darwin'in teorisini basitçe özetliyordu.

Her canlı türü, yaşaması mümkün olandan daha fazla birey doğurduğundan, ve bunun sonucu olarak sık sık tekerrür eden bir hayatta kalma savaşı mevcut olduğundan, yaşamın karmaşık ve zaman zaman değişen koşullarında kendisine fayda sağlayacak herhangi bir değişikliğe sahip olan her canlı, hayatta kalmada daha yüksek şansa sahip olacak ve doğal olarak seçilecektir.
Kuvvetli kalıtım prensibi sayesinde, seçilen her cins kendi yeni ve değişik formunu yayma eğiliminde olacaktır.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 341
Bütün postalar: 396
Bütün kullanıcılar: 11
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
***MERHABA, HOŞ GELDİNİZ***
 
SİTEMİZDE, KIZILAY ÇILDIR ŞUBEMİZİN TANITIMI, FAALİYETLERİ ve TÜRK KIZILAYI HAKKINDA GENEL BİLGİLER YER ALMAKTADIR. ************************** **************************

----------

***DEĞERLİ KIZILAY ÜYELERİMİZ;*** Hiçbir karşılık beklemeksizin Kızılay’a üye olarak vermiş olduğunuz destek için teşekkür ederiz. Ödediğiniz AİDAT la aç ve yoksul yurttaşlarımızın yaşam kaynağısınız. Bu nedenle aidatınızı şubemize yatırmanız önem arz etmektedir. TEŞEKKÜR EDERİZ ******************************* ******************************* ****TEKERLEKLİ SANDALYE**** Kızılay Şubemiz, ihtiyaç sahiplerine Tekerlekli Sandalye temin etmektedir. İhtiyaç sahiplerinin Şubemiz Başkanlığına başvurmaları ilan olunur.******************************** ********************************* ******ÖĞRENCİ YARDIMI****** Şubemiz, ihtiyaç sahibi Üniversite öğrencilerine nakdi yardım yapmaktadır. Yardımdan yararlanmak isteyen ihtiyaç sahiplerinin şubemiz başkanlığna müracaat etmeleri ilan olunur....SON GÜN: 25.02.2011 ***MÜRACAAT SONA ERMİŞTİR*** ********************************* ********************************* *******ZEKAT YARDIMI******* Şubemiz, ihtiyaç sahibi aileleri, derneğimize yapılan ZEKAT yardımlarından yararlandıracaktır. Bu yardımdan yararlanmak isteyen ihtiyaç sahibi ailelerin şubemiz başkanlığına başvurmaları ilan olunur. SON GÜN : 15.03.2011***MÜRACAAT SONA ERMİŞTİR*** ***************************** ***************************** *****HASTA BEZİ YARDIMI**** İhtiyaç sahibi hastalara hasta bezi temin etmekteyiz. İhtiyaç sahiplerinin şubemiz başkanlığına başvurmaları ilan olunur. ***************************** ***************************** *****VOLEYBOL TURNUVASI**** Kızılay Çıldır Şubesi Gençlik Kolları, ‘’YOKSUL ÖĞRENCİLERDE OKUMALI’’ Kitap Kampanyasına destek sağlamak ve yöremiz gençlerinin tanışıp kaynaşmasına öncülük etmek amacıyla Voleybol Turnuvası düzenlemektedir. İlgililerin Şubemiz Başkanlığına başvurmaları ilan olunur. ***MÜRACAAT SONA ERMİŞTİR***

----------

***************************
* SON DAKİKA HABERLERİ*
 
Sitene Ekle
BİLGİLENDİRME
 
***YARDIM TOPLAMA***

*Türk Kızılayı kamu yararına çalışan bir
kurum olup, izin almaksızın yardım
toplama hakkına sahiptir.

*Firmalar, gıda bankacılığı esaslarına
göre çalışan Türk Kızılayı'na yaptıkları
gıda bağışlarını gider kaydedip vergi
muafiyetinden yararlanabilirler.

***KURBAN DERİLERİ***

*Yardım Toplama Kanunu’na dayanılarak
çıkarılan yönetmelikte kurban derisi toplama yetkisi sadece
Türk Hava Kurumu’na verilmiştir.

*Bu nedenle Şubemiz Kurban derisi toplamamaktadır.
ÖNEMLİ KIZILAY SÖZLERİ
 
* Kızılay üyelerin yardımı ile yaşar.
* Acılar paylaşıldıkça azalır.
* Kızılay'ı sevmek, insanlığı sevmektir.
*Üretilemeyen tek ilaç kandır.
* Kızılay şefkatin en güzel örneğidir.
* Bir damla kan, bir can demektir.
* Küçük yardımlar büyük işler görür.
*Kan vermek, hayat vermektir.
* Acılı günlerin en yakın dostu Kızılay'dır.
* Kızılay kara gün dostudur.
* Ateşi söndüren su, acıyı dindiren Kızılay'dır.
SAĞLIK İÇİN KIZILAY İÇİN
 
******************** Döviz
 
Bugün 43 ziyaretçi (111 klik) burdaydı!
Google
Site Kurulum Tarihi:.... 24.12.2010 İsa Orhan Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol