*Sık Kullanılanlara Ekle * HOŞ GELDİNİZ, ZİYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
   
 
  FORUM
=> Daha kayıt olmadın mı?

**FORMUMUZDA KIZILAY İÇERİKLİ VE YARARLI BİLGİLERE YER VERİLMEKTEDİR.** **SİZ DE FORUMA ÜYE OLARAK BİLGİ PAYLAŞIMINDA BULUNABİLİRSİNİZ.**

FORUM - Bulmaca Sözlüğü

Burdasın:
FORUM => GENEL KÜLTÜR => Bulmaca Sözlüğü
<- Geri  1  2  3  4  5  6 Devam -> 

İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
17.03.2011 09:55 (UTC)[alıntı yap]
L

Labada,efelek. : EVELİK

Laboratuarda damıtma işlerinde kullanılan geniş karınlı ve eğri boyunlu cam kap. : KARNİ

Laciverde yakın koyu mavi renk.:SAKS

Lacivert kumaştan veya gri flanelden yapılma düz veya kruvaze spor ceket.:BLAZER

Laf,söz. : KAL

Lagos balığı. : KAYAHANİSİ

Lahana,şalgam gibi bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerinde yerleşebilen yosunumsu mantar.: AKPAS

Lahor şalı. : LAHURİ

Lahos’da denilen eti lezzetli bir balık. : GİRİDA

Laiklik,laik olma durumu. : SEKÜLARİZM

Lale bahçesi. : LALEZAR

Lale devrinin en ünlü minyatür sanatçısı.:LEVNİ

Lamaya benzeyen koyunumsu hayvan. : ALPAKA

Lanet sözcüğünün “nalet”, kirpik sözcüğünün “kiprik “ biçiminde telaffuzunda görüldüğü gibi bir sözcük içindeki seslerin yer değiştirmesi olayına verilen ad. Göçüşme, yer değiştirme. :METATEZ

Lanet okuma. : LİAN

Lanet. : KARGIŞ

Lantanın simgesi. : LA

Lapina balığının büyük cinsi.: LABROS

Lapinagillerden,güzel renkli,50 cm uzunluğunda bir balık.: KİKLA

Latin Amerika’da siyasal önderleri yüceltip putlaştırma geleneğine verilen ad.ERSONALİSMO

Lav. : MAGMA

Lavabo.:CAV

Lehçe. İYALEKT

Lehçebilim.: DİYALEKTOLOJİ

Lekecilik’de denilen soyut resim anlayışı.:TAŞİZM

Lenf düğümlerinin iltihabı. : ADENİT

Lenin’in yeni ekonomi politikası. : NEP

Lesotho’nun başkenti. : MASERU

Leş.:CİFE

Leşle beslenen bir kuş. : KERKENEZ


Letonya’nın başkenti.:RİGA

Letonya’nın para birimi,:LAT

Levreğe benzeyen bir balık. : KALİNOS

Levrekgillerden bir balık.:SUDAK

leylak rengi.,açık mor:. LİLA

Leyleğe benzer bir kuş. : İBİS

Lezzetli bir balık. : İŞKİNE

Lezzetli bir tür turşuluk hıyar.: KORNİŞON

Liberya’nın plaka işareti.:LB

Libya’nın plaka işareti.:LAR

Lifler,teller. : ELYAF

Lihtenştayn plakası. : FL

Likapa,çay üzümü gibi adlar da verilen ve Doğu Karadeniz’de yetişen bir meyve ağacı.:ARONYA

Liman. : MERSA

Limanlarda kıyı ile gemi arasında yük taşımada kullanılan altı düz,sağlam yapılı sac tekne.:LAYTER

Linyit,kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen,tuğla biçimli yapı malzemesi.:BRİKET

Lipsos balığının bir diğer adı. : ADABEYİ

Litvanya’nın para birimi. : LİTAS

Litvanya’nın plakası. : LT

Lodos. : AKYEL

Loğusa humması. : ALBASTI

Loğusalık. : NİFAS

Lokma,dilim.:TİKE

Lozan antlaşmasının yapıldığı saray. : RUMİNE

Lozan Antlaşmasının yapıldığı saray.:RUMİNE

Lösemi durumuna tıpta verilen ad.:LÖKOZ

Lübnan plakası. : RL

Lübnan ve Suriye’de oturan Katolik Süryani topluluğu.:MARUNİLER

Lüfer balığının irisi. : KOFANA

Lüfer balığının küçüğü. : ÇİNAKOP

Lüferin bir türü. : SIRTIKARA


İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
17.03.2011 09:55 (UTC)[alıntı yap]
M

Maaş,aylık. : RATİBE

Macar göçebesi.:ÇİGAN

Macun.:KİT

Madagaskar plakası. : RM

Madagaskar’da yaşayan bir cins maymun. : VARİ : AKUMBE

Madagaskar’ın başkenti. :TANANARİVE

Maddeler. : MEVAD

Maden bilimi.:MİNERALOJİ

Maden eşya üzerine vurulan bir cins cila.:EMAY

Maden fırını. : KÜRE

Maden kömürü katranının kuru kuruya damıtılmasından elde edilen antiseptik bir hidrokarbon.:NAFTALİN

Maden külçelerinin eritilip arındırılması. : KAL

Maden ocağında kazı yerini ilerleme yönünden sınırlayan yüzey. Kazı yerleri. : ARIN

Maden parlaklığı verilmiş deri veya kumaş.,simli kumaş. : LAME

Maden pisliği,balmumu. : RİM

Maden posası. :CÜRUF

Maden yada kağıt para üzerindeki kafa resmi. : EFİJİ

Maden yeri.:ERGENE

Madeni para.: SİKKE

Madeni paranın resimli yüzü. : TURA

Madenleri sıvılaştırma,ergitme. : İZABE

Madenlerle birleşince tuz verebilen elementlere verilen ad. : HALOJEN

Madrid’de bulunan,dünyanın en ünlü müzelerinden biri.RADO

Mafyada suskunluk yasası.:OMERTA

Mağara.:KEHF

Mağaraları inceleyen bilim dalı. : SPELEOLOJİ

Mahkeme davetiyesi.:CELP

Makam,kat,özel yer.:ORUN

Makaraları birbirine kavuşan bir palangayı açıp uzatmak işi. : TİRAMOL

Makarna üretiminde kullanılan bir buğday türü.URUM

Makedonya’da yaşayan etnik bir grup. : TORBEŞLER

Makedonya’nın başkenti.:ÜSKÜP ( SKOPJE )

Maki de denilen bir maymun cinsi. : LEMUR

Makine yağı. : GRES

Makinede yapılan işleme,dikiş. : PİKO

Maksim Gorki’nin bir romanı. : FOMA

Mal değişimi,trampa.:TROK

Mal olarak verilen. : AYNİ

Mal,mallar. : EMTİA

Malak. : BALAK

Malavi para birimi. : KIVACA

Malaya dilinde delirme. : AMOK

Maldivler’in başkenti.:MALE

Malezya’nın başkenti.:KUALA LUMPUR

Malezya’nın para birimi. : RİNGGİT

Malın satış değeri. : RAYİÇ

Mali plakası.: RMM

Mali’nin başkenti. : BAMAKO

Malta humması.:KALAAZAR

Maltalıların altı düz,pruva tarafında bir direği olan,küçük teknelerine verilen ad.:SİPARONER

Manavadharmaşastra diye de adlandırılan Hindu yasalarının en önemli metnine verilen ad. : MANU SMRİTİ

Manda bağırması.:BÖĞÜRME

Manda pastırması. / Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek: KAKAÇ

Manda yavrusu. : MALAK

Mangal. : KORLUK

Manganezin simgesi. : MN

Manisa’daki Ağlayan Kaya’nın o olduğuna inanılan, doğurganlığıyla ünlü Frigya Kraliçesi. : NİOBE

Manisa’daki Spil Dağı Milli Parkında bir yayla.:ATALAN

Mankafa , sersem.: SEME

Mantar bilimi. : MİKOLOJİ

Mantar enzim karışımı. : SAMA

Mantar meşesi.Mantar katmanı çok gelişen bir tür meşe.:SEZÜ

Mantar.:MİKOZ

Mantık. : ESEME

Mantıkta önerilerinin biri veya her ikisi kanıtıyla ileri sürülen tasım. : EPİKEREM

Mantıkta ve felsefede küçük önerme.:MİNÖR

Mantıkta,birbirine bağlı iki önermeden sonraki.: SONURTU

Marangozların dört köşe delik açmakta kullandıkları alet.: ECENE

Marangozlukta tahta üzerine boydan boya açılan,kesiti kare veya dikdörtgen biçiminde kanal.: KİNİŞ

Maranta adlı kamıştan elde edilen ve bebek maması yapılan un. : ARAROT

Mardin ilinde yaşayan Hıristiyan Nasturiler’e verilen ad. : ASURİLER

Mardin’in geleneksel sokaklarındaki kemerli geçitlere verilen ad.: ABBARA

Marksist terminolojide , proletaryanın sınıf bilincinden yoksun alt tabakasına verilen ad. : LUMPEN

Marksist terminolojide,dünyayı dönüştürmeyi amaçlayan etkinliklerin tümü.RAKSİS

Marmara Bölgesinin Trakya kesiminde yer alan Yıldız dağlarının eski adı.:ISTRANCA

Marmara denizinde turistik bir ada. : AVŞA

Martıya benzer bir deniz kuşu. : FULMAR

Masaj aktiviteli havuzlu banyo,sağlık havuzu. : JAKUZİ

Masif. : SOM

Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi. : DOMİNO

Mason.: FARMASON

Matbaacılıkta sürtme yoluyla kağıt veya düzgün bir yüzeye aktarılan grafik karakteri. : LETRASET

Matematiğin sayıları,bunların arasındaki bağıntıları ve işlemleri konu alan dalı.:ARİTMETİK

Matematik. : RİYAZİYE

Matematikte çizgilerle ilgili olan.:LİNEER

Matematikte,aynı cinsten onluk bir küme.ESTE

Matematikte,bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru.:TEĞET

Matematikte,herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri.:ASKAT

Matematikte,karmaşık geometrik şekillerin ortak adı. : FAKTAL

Matematikte,türevi bilinmeyen fonksiyon.:İNTEGRAL

Maun da denilen bir ağaç. : AKAJU

Mavi hareli ela göz. :ÇAKIR

Mavi ile yeşil arası bir renk.:CAM GÖBEĞİ

Mavi kantaron,peygamber çiçeği.:BELEMİR

Mavi peri kuşu.:İRENA

Mavi renkli değerli bir taş. : FİRUZE

Mavi. : MAİ

Mavimsi beyaz renkte parlak yüzlü bir maden veya bu madenden yapılmış eşya.:ÇİNKO

Mavimsi bir göz rengi.:ÇAKIR

Mavimtırak esmer renkte katı bir element.:İYOT

Maya. :FERMENT

Mayakovski’nin başını çektiği eski Sovyet edebiyat grubu. : LEF

Mayakovski’nin sevgilisi.: LİLİBRİK

Mayalanma. : FERMANTASYON

Mayalanmış pirincin süzülüp arındırılmasıyla yapılan alkollü Japon içkisi.: SAKE

Mayalar’da yağmur tanrısı. : CHAC

Mayalı hamurdan,içine çeşitli katkılar konarak hazırlanan bir tür kokulu çörek.:NOKUL

Mayasız hamurdan yapılan,peynirli veya peynirsiz pide,yufka.:KATLAMA

Maydanozgillerden 20-60 cm boyunda bir bitki,kara kimyon.:KİŞNİŞ

Maydanozgillerden bir bitki ve bunun kokulu tohumu.:ÇEMEN

Maydanozgillerden bir bitki.:REZENE : NARDİN

Maydanozgillerden uyuşturucu ve zehirli bir bitki.:BALDIRAN

Maydanozgillerden,hamur işlerinde ve rakı yapımında kullanılan bir bitki.:ANASON

Maydanozgillerden,ince yapraklı,bazı yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki.: DEREOTU

Maydanozgillerden,kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki.:KEREVİZ

Maymun türü. : LANGUR

Maymunlar dahil memeliler takımı. : PRİMAT

Mecazen beceriksiz,başarısız,dikkate alınmayan.: TATARAĞASI

Mecazen serserilerin,külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim.Kaba konuşma.: ARGO

Meclis,toplantı.:NADİ

Mehter müziğinde yer alan ve iki değnekle vurularak çalınan davul, bir tür kös. :NAKKARE

Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile dişliler arasına yerleştirilen parça.Bilyalı yatak.:RULMAN

Mekanik. : MİHANİKİ

Mekansız. : LAMEKAN : BİMEKAN

Mekke ve Medine’de oturan ileri gelenlere dağıtılmak üzere törenle gönderilen parayı taşıyan topluluk. : SÜRRE ALAYI

Mekke’de kutsal tepe.:MERVE

Mekke’nin kuzeydoğusunda Hz Muhammed’in Allah’tan ilk buyruğu aldığı dağ.: HİRA

Mekke’ye giden yollarda hacıların ihrama geldikleri noktalar. : NİKAT

Meksika’da mısır unuyla yapılan ekmeğe verilen ad. : TORTİLLA

Meksika’da yabani olarak yetişen bir ağacın yapraklarından çıkarılan bitkisel lif.:TAMPİKO

Meksika’da yetişen ve tohumlarından elde edilen yağı kozmetik sanayinde kullanılan bir bitki. : JOJOBA

Meksika’ya özgü bir tür mısır ekmeği.:TAKO

Meksika’ya özgü sert bir içki.:TEKİLA

Meksika’ya özgü,bir tür mısır ekmeği.: TAKO

Meleke.: YETİ

Melez bir koyun cinsi.AĞLIÇ

Melez,kırma. : METİS : AZMA: KIRIK

Melodi. : EZGİ

Melun ,kovulmuş,lanetlenmiş,istenmeyen. : LAİN

Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yarayan araç. : TİRLE

Meme emen çocuk. : REDİ

Meme. : EMCEK

Memleket. : SILA

Memur maaş,derece ve miktarını gösteren cetvel.:BAREM

Menteşe. : REZE

Menzil,amaç. : EREK

Mercan köşk.: ŞİLE

Mercimekten az büyük ,buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç,melengiç.: ÇİTLEMBİK

Merdiven basamağı. : AYAKÇAK

Merdiven biçiminde çıkıntıları olan kubbe.:MUKARNAS

Merdiven parmaklığı. : TRABZAN

Merkez. :ÖZEK

Merkür.Güneşe en yakın gezegen. : UTARİT

Mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top.:ÇAKALOZ


Mermilerin namlu içinde veya dışındaki hareketlerini inceleyen bilim dalı.:BALİSTİK

Mersin ağacının nohut büyüklüğünde ve morumsu siyah renkli meyvesi. :HAMBELES

Mersin balığı türü. : ÇIĞA

Mersin’deki antik bir kent.:URA

Mersin’in Çamlıyayla ilçesinin eski adı.:NAMRUN

Mersin’in Silifke ilçesinde antik bir kent.:OLBA

Mesir macununu bulan ve bunun dağıtımıyla ilgili törenler düzenleyen 16.yy Türk mutasavvıfı ve hekimi. : MERKEZ EFENDİ

Mesleğini sadece kazanç için kullanan kimse.: BEZİRGAN

Meslek,uzmanlık. : KARİYER

Meşe palamudu. : PELİT

Meşime,son. : ETENE

Meşin keskisi. TEBER :

Meşin torba.AĞARCIK

Meşinden yapılan döşek, sofra örtüsü. : NAT

Meşru olmayan çocuk.:ANSIZ

Metal büyük tepsi.:SİNİ

Metal çubuk ve borulara diş açan aygıt.: PAFTA

Metal paranın resimli yanı.:TURA

Metal parlatma aracı. : MISKALA

Metal saplama. : PİM

Metal yada tahta üzerine kazıldıktan sonra basılan resim.:ESTAMP

Metal,toprak gibi şeylerden yapılmış,ağzı açık,kulplu,bardağa benzeyen küçük kap.:MAŞRAPA

Metalleri birleştirmede kullanılan,kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı.:LEHİM

Metrekare de 1 kandela’ya eşdeğer ışıltı birimi. : NİT

Metrenin on milyarda biri değerine eşit olan ışık dalgalarını ölçme birimi. : ANGSTRÖM

Mevlevi dervişlerinin ney,nısfiye gibi çalgılar eşliğinde,kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları ayin.: SEMA

Meydan korkusu. : AGORAFOBİ

Meyhane. : HARABAT: HANUT

Meyve koparmak için ucuna üçlü yada dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık.:LALE

Meyve kurusu. : KAK

Meyve posası. : CİBRE

Meyve salkımlarına verilen ad.:UNKUD

Meyve sebze satmak için yapılmış eğreti dükkan.:SALAŞ

Meyve şekeri,früktoz.:LEVÜLOZ

Meyve ve böceklerle beslenen ötücü bir kuş.:KARATAVUK

Mezar anıt taşı.:BALBAL

Mezar,gömüt.:KABİR : SİN

Mezar,kabir. : MERKAT

Mezar. : SİN

Mezhebini gizleme. : TAKİYE

Mezopotamya tanrısı Enki’ye verilen bir ad.:EA

Mezopotamya’da gök tanrısı.:ANU

Mezopotamya’da kullanılan eski bir hacim ölçüsü.: NEF

Mezuniyet plakası. : BRÖVE

Mıknatıs.EMİRKAPAN

Mısır Güneş Tanrısı : . ATON

Mısır hava tanrısı.: ŞU: SHU

Mısır inanışında gök tanrısı. : NUT

Mısır mitolojisinde ölülerin koruyucusu olan tanrı. : OSİRİS

Mısır tanrısı. : SETH

Mısır turnası.:İBİS

Mısır unu yemeği. : MAMALİKA

Mısır unuyla yapılan yağlı bir yemek. : KAÇAMAK

Mısır ve Suriye’deki geleneksel konutlarda sofa benzeri mekan. : KAA

Mısır. : KOKOROZ : LAZUT

Mısır’da eski Mısırlılar çağından kalma kadın başlı aslan vücutlu heykel.:SFENKS

Mısır’da ölüler tanrısı. : ANUBİS

Mısır’ın plakası. : ET

Mısırlıların ölüler ülkesine verdikleri ad.:İALU

Mızmız,sevimsiz. : SİNAMEKİ

Mızrak. : CIDA

Mızrap,çalgıç. : PENA: TEZENE

Mihrace.: MAHARANİ

Miken kralı. : ORESTES

Mikrobik hastalıklar.:İNTANİYE

Mikrobiyoloji.:BAKTERİYOLOJİ

Mikropla oluşan,mikroplu. : İNTANİ

Mikroptan ileri gelen hastalık.:İNTAN

Milas ovasında bir dağ.:SODRA

Milas’ın eski adı. : MYLASA

Milli yada mahalli konulardan esinlenerek oluşturulmuş müzik eseri. : RAPSODİ

Milliyetçi ve terörist,1929’da kurulan Hırvat derneği.:USTAŞA

Mimarlığın şehir düzeni ile uğraşan kolu. Şehircilik.: URBANİZM

Mimarlıkta sahın anlamında kullanılan sözcük.:NEF

Miras,bırakıt. : TEREKE

Mirasçılar arasında mirası paylaştıran ve yetimlerin hakkını koruyup idare eden şeriat memuru.:KASSAM

Mis keçisine benzer bir hayvan. : LERCİ

Miskete fiske vurarak oynanan zıpzıp oyunu.:MADİK

Miskin,aptal,mıymıntı. : SÜMSÜK

Misvak ağacı. : ERKE

Mitoloji. : ESATİR

Mobilya kasası.: BAZA

Mobilya koruyucu madde.:VERNİK

Mobilyacılıkta dış yüzeylerin kaplanmasında kullanılan,dış etkenlere dayanıklı plastik bir malzeme. : LAMİNAT

Mobilyaların ve otomobil koltuklarının kaplanmasında kullanılan döşemelik bir kumaş cinsi.: ALKANTARA

Modacılıkta ve dekorasyonda kullanılan,deri taklidi sentetik malzeme.:SKAY

Modern mantık.:LOJİSTİK

Modern Yunanca. : ELENİKA

Moğolistan’ın başkenti.: ULANBATOR

Moğollarda vergi toplamakla görevli devlet memuru.:AVAN

Molibdenin simgesi. : MO

Monist.:TEKÇİ

Mora çalan kırmızı renk. : BORDO.: GALİBARDA

Mora dönük canlı kırmızı renk:. RUBİ

Mora yarımadasını Yunanistan’dan ayıran boğaz.: KORENT

Moral gerçeği ve değerleri reddeden bir öğreti.Her türlü siyasal düzeni inkar eden ve toplumun birey üzerinde hiçbir baskısını kabul etmeyen görüş. : NİHİLİZM

Moritanya’nın para birimi. : UGİYA

Motif. : ÖRGE

Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki alet.: BALATA

Motorlu araçlarda sarsıntıyı en aza indirmeye yarayan düzen. :AMORTİSÖR

Motorlu kara taşıtlarında direksiyon ile tekerlekler arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. : ROT

Motorlu taşıtlarda yedek olarak bulundurulan tekerlek. : STEPNE

Motorlu taşıtların yüksek devirde çalışması için fazla benzin akışını sağlayan alet.:JİKLE

Motorlu tulumba : MOTOPOMP

Motorsuz büyük tekne. : MAVNA

Mozambik’in başkenti. : MAPUTO

Mozart’ın,Türk müziğinden esinlenerek bestelediği ilk operası.:ZAİDE

Mucizeler. Bacakların yere basan bölümü. : AYAT

Muğla ilinde antik bir Likya kenti. : TLOS

Muğla’da koy. : KATRANCI

Muğla’nın Köyceğiz ilçesine bağlı Dalyan köyü yakınlarındaki antik kent.:KAUNOS

Muhasebeci,sayman.:AMAREGİR

Mum.: ŞEM

Muma batırılmış fitil.:ŞAMA

Mumlu boya ile yapılmış aziz resimlerine Hıristiyanların verdikleri ad.: İKON

Mumun hammaddesi.ARAFİN

Musa’nın gönderdiği 12 kaşiften biri. : KALEB

Musevi din adamı. : HAHAM

Musluksuz su borusu.: LÜLE

Musul bölgesinde yaygın bulunan,Tanrının iyiliği,şeytanın kötülüğü temsil ettiğine,Tanrı ile Şeytan arasında sürekli bir tartışma olduğuna inanan bir İslam mezhebi.:YEZİDİ

Mutfakta bulaşık teknesi. : EVİYE

Mutlaka.:LACEREM

Mutlu,dileğine ulaşmış.:BERHÜDAR

Mücevher.:CEVAHİR

Mühendis cetveli.: TE

Müjde,iyi haber.:BEŞARET

Müjde.: SAVA

Mükemmel. : OFLAS

Münazara.:CEDEL

Mürekkep balığından elde edilen koyu siyah boyaya ve bu boya ile yapılan resimlere verilen ad./ Mürekkep balığı. : SEPYA

Mürekkep hokkalarına konan ham ipek. : LİKA

Mürekkeple yazılan yazıyı kurutmak için kağıt üzerine serpilen çok ince ve renkli kum. : RIH

Müridin tarikata girerken Şeyhe verdiği söz./Ant. : AHİT

Müslüman egemenliği altındaki Doğu Hıristiyanlarına verilen ad. : NASRANİ

Müslüman olmayanlar. : KEFERE

Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse.:RUM

Müslümanların bir çocuğun doğumundan yedi gün sonra Allah’a şükretmek amacıyla kestikleri kurban. : AFİKA

Müslümanlık öncesi Kabe’de bulunan üç puttan biri. : LAT: MENAT: UZZA

Müstahkem mevki. : OR

Müşteri yıldızı.: ERENDİZ

Müzik eşliğinde ve kadın erkek birlikte gerçekleştirilen,temelinde dinsel duyguların egemen olduğu coşkulu oyunlara Alevilerce verilen ad.: SEMAH

Müzikli ve konuşmalı bölümlerin bir arada olduğu hafif konulu sahne gösterisi. : OPERET

Müzikte armoni kurallarına göre üst üste bindirilmiş sesler.Üç yada daha çok sesin bir arada tınlaması. : AKOR

Müzikte beşli.:KENTET

Müzikte bir akor oluşturan seslerin birbiri ardına çalınması. : ARPEJ

Müzikte bir sesin yarım ses kalınlaşacağını belirten nota işareti : BEMOL

Müzikte dörtlü.:KUARTET

Müzikte geceden esinlenen veya geceyi çağrıştıran beste: NOKTÜRN

Müzikte ikili.UO

Müzikte makam. : TONALİTE

Müzikte sus işareti. : ES

Müzikte üçlü. : TRİO

Müzikte yapıt. : OPUS

Müzikte yarı yavaş,orta hızda.:ANDANTE

Müzikte,ana motifin tekrarlandığı hareketli bölümlerin ana parçadan ayrılarak tekrarlanmasından elde edilen soyut parça. : RERONDO

Müzisyenlerin topladığı bahşiş. :ALATURA
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
17.03.2011 10:05 (UTC)[alıntı yap]
N

Nabız atışlarını kaydeden alet.:SFİGMOGRAF

Naiplik.:NİYABET

Nakitler,paralar. : NUKUT

Nalıncı çivisi. : KABARA

Namaz. : SALAT

Namazda ayakta durma.:KIYAM

Namazlar.: SALAVAT

Namlusu ince, sivri ve hafifçe eğik uzun İspanyol bıçağı. Keskin İspanyol bıçağı. : NAVAHARİ : NAVAJA

Namlusu genellikle yivli,kısa ve hafif bir tüfek.:KARABİNA

Namlusu kısa,kurşun atan bir çeşit küçük tüfek.:FİLİNTA

Namuslu,iffetli kadın.:AFİFE

Namuslu,iffetli. Temiz.: SİLİ

Namuslu.AVER

Napoli balıkçılarının söylediği halk türküleri.:NAPOLİTEN

Napoli mafyasına verilen ad. : CAMORRA

Napolyon döneminde Fransa’da ve Avrupa’da yaygın olan yapı,mobilya ve giyim biçemi.:AMPİR

Nar çiçeği rengi.:VERMİYON

Nar çiçeği renginde bir süs taşı. : GRENA

Nar,erik,kızılcık gibi yemişlerden yapılan pekmez. : NARDENK

Nargile ile içilen bir tütün cinsi. : TÖMBEKİ

Nargileyi kolayca içmeyi sağlayan ve nargileye takılan hortum biçiminde uzun ve bükülgen boru.:MARPUÇ

Narin,nazenin. : YEPELEK

Nasıl,niçin.: NİTE

Nazım Hikmet’in Akşam gazetesine yazdığı yazılarda kullandığı takma ad . :ORHAN SELİM

Nazım Hikmet’in soyadı. : RAN

Nazi hücum kıtası. : SA

Nazi partisinin askeri polis örgütünü simgeleyen harfler. : SS

Negatif uç. : KATOT

Neon’un simgesi. : NE

Nepal ve Tibet’te silah olarak kullanılan ağır pala.:KUKRİ

Nesne,şey. : NEN

Nesnel. : AFAKİ

Neşeli olmak. : ŞETARET

Neşeli,hareketli,sokulgan.:CİVELEK

Neyzen Tevfik’in bir şiir kitabı. : HİÇ

Nezle. : NEVAZİL: İNGİN : DUMAĞI


Nijerya para birimi. : NAİRA

Nikaragua plakası. : NİC

Nilüfer cinsinden bir çok bitkiye verilen genel ad.:LOTUS

Nişasta,süt ve su karışımının önce pişirilmesi,buz dolabında katılaşmasından sonra ceviz büyüklüğünde kesilip şeker ve gül suyu içinde üzerine fıstık serpilerek sunulan bir tatlı türü.:SU MUHALLEBİSİ

Nişasta,şeker ve su karışımının pişirilerek soğutulmasıyla yapılan bir tür tatlı.ELTE

Nişasta.: KET

Nişastanın sindirilmesine yarayan,tükürükte bulunan bir enzim.TİYALİN

Nişastayı parçalayarak şekere çeviren enzim. : AMİLAZ

Nitelik,özellik,ölçü.:UZANIM

Niteliksiz odun kömürü.:MARSIK

Nitrik asidin halk arasındaki adı. : KEZZAP

Noel Baba olduğuna inanılan efsanevi aziz.:AYANİKOLA

Noel yortusu. : NATİVİTAS

Nohut,patates,tahin ve soğanla yapılan bir tür meze.:TOPİK

Nohutla yapılan bir yemek. : FALAFEL

Nokta ve çizgilerden oluşan bir alfabe kullanan telgraf sistemi.:MORS

Noktalar. : NUKAT

Normal olarak yalnızca şizofrenlerde,düş görenlerde ve dinsel coşkuyla kendinden geçen kişilerde görülen ruh durumuna benzer etkiler yaratan maddelerin ortak adı,psikomimetik.:HALÜSİNOJEN

Norveç,İskoçya ve Kuzey Amerika kıyılarında buzulların oluşturdukları dik yamaçlı,derin eski buzul koyaklarının aşağı kesimlerinin deniz altında kalmasıyla oluşan körfez.:FİYORT

Norveç’te kent. : STAVANGER

Notada bir sesin yarım ton inceltildiğini gösteren işaret.İYEZ

Notaları değerlerine göre seslendirmeyi amaçlayan müzik çalışması.:SOLFEJ

Noter. : KATİBİADİL

nuca bağlanmamış.:MUALLAK

Nurdan varlık.:MELEK

Nuri Bilge Ceylan’ın bir filmi.:KASABA: MAYIS SIKINTISI: UZAK

Nüans. : ANAT

Nükleer bir bombanın veya merminin gücünü ölçmeye yarayan birim.:MEGATON

Nükleer birleşme. : FÜZYON

Nükleer bölünme. : FİZYON

Nyobyum’un simgesi. : NB



O


Obur.. : HIRA

Oburlar.:EKELE

Ocak ayının 28’inde başlayan fırtına. : AYANDON

Odak boyutu birkaç santimetre olan yaklaştırıcı mercek.:BÜYÜTEÇ

Odalar arasında gezdirilebilen bir tür kömür sobası.: SALAMANDRA

Odun kömürü. : ALAS

Odun liflerini içinde bulunabilecek yabancı maddelerden arıtma ünitesi.:RAFİNATÖR

Odunu tornacılık ve kaplamacılıkta kullanılan,kömürü ile karakalem resim yapılan küçük bir ağaç.:İĞAĞACI

Odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç. : BAKAM

Odunundan tarak,kaşık yapılan çok sert kereste veren bir ağaç. : ŞİMŞİR

Oğlancı.:LUTİ

Oğul otu. :MELİSA

Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. : EĞMÜR

Oğuzların Bozok kolundan bir Türkmen boyu olarak Selçuklularla birlikte Anadolu’ya gelen ve Osmanlı hanedanının kökenini oluşturan konar göçer topluluk.:KAYILAR

Ok atan,okçu.:TİRENDAZ

Ok torbası,kılıfı. : SADAK : GEDELEÇ

Ok. : TİR

Okuma yitimi. : ALEKSİ

Okun kirişe geçen ucundaki kertik.:GEZ

Okutman. : LEKTÖR

Okuyucu,okur. : KARİ

Okyanus bilimi. : OŞİNOGRAFİ

Okyanus rüzgarı. : ALİZE

Okyanusların çok derin yeri. : ABİS

Olağanüstülüğüne inanılan düşsel sıvı.Büyülü içki. : İKSİR

Olası,olabilir. : MUHTEMEL

Olay. : FENOMEN

Olgunlaşınca kendiliğinden çatlayıp açılmayan,tek odacıklı ve tek tek tohumlu kuru meyve.:AKEN

Olgunluk sınavı. : BAKALORYA

Olta veya tuzağa konulan yem.:BEN

Oltaya yerleştirilen düzenek.:MASARA

Oluntu. : EPİZOT

Omlet . : KAYGANA

Omurgalıların karaciğerinden salgılanan kahverengimsi sarı renkte safra pigmentine verilen ad. : BİLİRUBİN

Omuzdan bele çapraz olarak inen kılıç askısı. : HAMAİL

Omuzdan çapraz olarak bele inen bağ.:HAMAİL

Omuzluk. :APOLET

On beşinci asırda önce İtalya’da başlayan sonra Avrupa’ya yayılan sanat ve bilim. : RÖNESANS

On dokuzuncu asırda Fransa’da ortaya çıkan ve iki kişiyle oynanan bir kağıt oyununa verilen ad. : EKARTE

On altı taşla oynanan bir zeka oyunu.AMA

On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda İskoçya ve Kuzey İngiltere’de,on sekizinci yüzyıldan başlayarak da İrlanda’da yaygın olan ve genellikle tek başına yapılan halk dansı.:JİG

On beş beyitten az olmayan,bütün beyitlerin ikinci dizeleri en baştaki beyit ile uyaklı bulunan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı manzumesi.:KASİDE

On birinci yüzyılın ikinci yarısında İzmir’e egemen olarak Anadolu kıyılarında ilk Türk donanmasını kuran Türk Beyi. : ÇAKABEY

On dokuzuncu asır sonlarında Fransa’da natüralistlere karşı çıkan sembolizm akımına öncülük etmiş olan sanatçılara verilen ad.EKADAN

On dokuzuncu asırda İstanbul tiyatrolarında ortaya çıkan eğlendirici şarkı. : KANTO

On dokuzuncu asırdan başlayarak İstanbul’da gerçekleştirilen renkli çizgili ve hareli cam eşyaya verilen ad.Noktalı yada dumanlı sırça,işlemeli cam işi. :ÇEŞMİBÜLBÜL

On dördüncü asırda Fransa’da kullanılmaya başlanan,taşınabilir ateşli silah. : ARKEBÜZ

On dördüncü asırda kullanılan ince,uzun çoğu kez üç köşeli hançer.: ALENAS

On dördüncü asırda Orta Anadolu’da kurulmuş Türk beyliği. : ERETNA

On iki düzine. : GROSA

On iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah yılına verilen ad.: NEK

On iki imamdan biri. : TAKİ

On iki parmak bağırsağının şişkince olan başlangıç bölümü. : BULBUS

On ikinci yüzyılda Selçuklular döneminde İran’ın Kaşan kentinde üretilen bir tür seramik.:LAKABİ

On para değerinde olan sikke.:METELİK

On sekizinci asırdan başlayarak Fransa’da gelişen bir edebi tür.:FANTASTİK

On tabanlı logaritmanın kısaltması.:LOG

On üçüncü asırda İngiltere’de despot kralların yetkilerini büyük oranda daraltan siyasal bir anlaşmaya ve belgeye verilen ad. : MAGNACARTA

On yedinci asırdan On dokuzuncu asra kadar kıyı taşımacılığında ve iç sularda kullanılan küçük Hollanda yelkenlisi. : KAAG

Onbeş ve bazen elli altmış kilo çeken sinagrite benzer bir balık. : AKYA

Ondan sonra.:BADEHU

Ongun. TOTEM :

Onun için.:BİNAENALEYH

Onurlu,şerefli.: ALİCENAP

Onurlu,yüce gönüllü. : ALİCENAP

Operada tek solist tarafından söylenen şarkı.: ARYA

Operada,perde açılmadan önce orkestranın çaldığı parça.: UVERTÜR

Operalarda baş kadın rolünü oynayan oyuncu. : PRİMADONNA

Operatör.:CERRAH

Optik aletlerde objektiften aldığı ışınları göze veren mercek sistemi. : OKÜLER

Optik kaydırma. : ZUM

Ordu ili yöresinde lokma tatlısına verilen ad.:ZİRİTLA

Organ aktarımı.:TRANSPLANTASYON

Organ katılaşması. : SKLEROZ

Organik kimyada bir önek. : NOR

Organizmada darbeyle oluşan bozukluk. : TRAVMA

Organizmada oluşan bir sıvının akışının durması. : STAZ

Organizmanın 24 saatlik madde ve enerji ihtiyacını karşılayan besinlerin çeşidi ve miktarı.:RASYON

Organizmanın herhangi bir noktasında bulunan bir hastalık olayının organizmanın başka bir yerine sıçraması. : METASTAZ

Orhan Boran’ın yarattığı radyo oyunu tipi.:YUKİ

Orhan Hançerlioğlu’nun bir romanı.: ALİ

Orman gülü. : AÇELYA

Ormanlara zararlı bir böcek. : KESE

Ormanlarda oldukça yaygın bir mantar türü.:AMANİTA

Orta çağda Fransa’da derebeyinin maddi ve manevi esareti altında bulunan kimse. : VASSAL

Orta Karadeniz yöresinde dokunan kalın ve dayanıklı bir tür kumaşa: KAZAKA

Orta ve doğu Avrupalı Yahudilere verilen ad. : ESKENAZİ

Orta Anadolu’da bir göl.:EBER

Orta Anadolu’da bir ilk çağ yerleşmesi.:ABARNA

Orta Anadolu’da Kızılırmak kıvrımı içinde kalan bölgenin eski çağlardaki adı. : HATTİ

Orta Asya Türkleri ve Hintliler arasında yaygın olan telli bir çalgı. : DUTAR

Orta Asya’da eski Türk mezarlarının üzerindeki türbe türü yapılara verilen ad. : BARK

Orta Avrupa’da bir göl. : BALATON

Orta boylu,düşük kulaklı,tüyleri kısa bir tür av köpeği.:KOPOY

Orta çağda okyanusta kullanılmış yelkenli büyük gemi. : NEF

Orta çağdaki Breton saz şairlerinin aracılığıyla ortaya çıkan,biri anlatımsal,diğeri de lirik iki şiir türünün adı. : LAİ

Orta irilikte bir deniz kuşu.:YELKOVAN

Orta kaldırım.: REFÜJ

Orta oyunu ve Karagöz’de Yahudi tiplemesine verilen ad. : CUD

Orta oyununda ,Karagözde Rum tipi. : BALAMA

Orta oyununda Kavuklu ile konuşarak oyunu açan oyuncu. : PİŞEKAR

Orta oyununda taklitçi.: ZUHURİ

Orta oyununun sergilendiği genellikle oval biçimli alan. : PALANKA

Orta ve Doğu Avrupa kökenli Yahudilere verilen ad.:ASKENAZİ


Orta,ara. : MEYAN

Ortaçağda Avrupa’da kullanılmış bir tür eğri hançer.:ALENAS

Ortaçağda nakliye gemisi.:BARÇA

Ortaçağda Slav ülkelerinde,bugün Batı ülkelerindeki kontun karşılığı.:ZUPAN

Ortaçağda,şövalyelerin savaşta ve avda kullandığı,çoğu zaman zengin oymalarla işlenmiş fildişi boru.: OLİFANT

Ortaçağın en önemli atış silahı.:ARBALET

Ortadan kaldırma,yok etme. : İZALE

Ortadoğu’da doğmuş Avrupalı. : LEVANTEN

Ortadoğu’da ve Afrika’da görülen yerel frengi.:BEJEL

Ortaklar. : ŞÜREKA

Ortalama.:VASATİ

Ortasında lagün bulunan Mercanada. : ATOL

Ortodoks Hıristiyanların bağlı olduğu kilisenin başkanlarına verilen san. : PATRİK

Ortodoks resmi.: İKON

Oruç tutan,oruçlu.:SAİM

Oryantalizm.:ŞARKİYAT

Osman Gazi’nin kayınpederi.:EDEBALİ

Osmaniye ilinde antik bir kent.:KASTABALA

Osmaniye ilinde,ulusal park kaps***** alınan ünlü Hitit yerleşmesi.:KARATEPE

Osmanlı devletinin yargı sisteminde Şeyhülislamdan sonra gelen en yüksek görevliye verilen ad. : KAZASKER

Osmanlı mimarlığında çatı arasında veya dükkanların üstünde yer alan alçak tavanlı asma kat. : ŞİRVANİ

Osmanlı borçları yönetimi. : DÜYUNU UMUMİYE

Osmanlı da devlet malı otlaklardan alınan vergi. : OTLAKİYE

Osmanlı devlet ileri gelenlerinin kullandığı bir bıçak türü.:AKVA

Osmanlı Devletinde 1840 yılında basılmış 20 kuruş değerinde gümüş sikke.:MECİDİYE

Osmanlı devletinde celeplik yapanlara verilen ad. : İZLATKO

Osmanlı devletinde din,yargı ve öğretim işleriyle uğraşan devlet görevlileri sınıfı ve bunların mesleği.:İLMİYE

Osmanlı Devletinde has ahırın en büyük yöneticisi.:MİRAHUR

Osmanlı devletinde iki alaydan oluşan askeri birlik.:LİVA

Osmanlı Devletinde kadılara ve müderrislere verilen ad.: ULEMA

Osmanlı devletinde kamu gelirlerini kiralamaya dayanan vergi toplama sistemi.:İLTİZAM

Osmanlı devletinde padişahların hükümet anlayışları bakımından yönetiminden sorumlu oldukları halk. : EMANETULLAH

Osmanlı Devletinde,Rumeli’de tutulan tevzi defterlerine verilen ad.URUZ

Osmanlı devletinin ilk döneminde postacılık,kuryelik ve muhafızlık yapan,daha sonraki dönemlerde törenlerde yer alan asker sınıfı. : PEYK

Osmanlı Devletinin Karadeniz’in kuzeyinde kalan sınır eyaleti.: ÖZİ

Osmanlı Devletinin son saray ressamı olan İtalyan ressam. : FAUSTO ZONARO

Osmanlı donanması askeri. : LEVENT

Osmanlı donanmasında tümgenerale eş bir rütbe. : RİYALA

Osmanlı döneminde kazaskerlere verilen san.:SADIR

Osmanlı idaresinde sancak beylerine verilen ad veya unvan.:BEYLERBEYİ

Osmanlı İmparatorluğu zamanında Avrupa kıtasında kalan topraklarımıza verilen ad.:RUMELİ

Osmanlı İmparatorluğunda , saraylarda türlü devlet hizmetleri için aday olarak yetiştirilen gençlere verilen ad. : İÇOĞLANI

Osmanlı İmparatorluğunda başbakan.:SADRAZAM

Osmanlı İmparatorluğunda deniz subay ve erlerine verilen ad.: TERSANELİ

Osmanlı imparatorluğunda okul kitaplarının genel adı. : SUPARA

Osmanlı İmparatorluğunda okul kitaplarının genel adı.: SUPARA

Osmanlı imparatorluğunda Rumeli’de gece bekçilerine verilen ad. : PAZVANT

Osmanlı İmparatorluğunda sipahilerin aldığı en büyük tımar.:ZEAMET

Osmanlı İmparatorluğunun Trablus ve Bingazi’deki hurma ve zeytin ağaçlarıyla kuyulardan aldığı vergi.: LEZ

Osmanlı imparatorluğunun yedi saltanat sancağından biri.:AKALEM

Osmanlı mimarlığında,mukarnaslı başlıkların en üst bölümü. : ASABA

Osmanlı padişahlarının her yıl yeniçeri ağası başta olmak üzere ocak ağalarına dağıttıkları yazlık giysi veya kumaş. : BAHARİYE

Osmanlı sarayında bir lalanın altındaki acemilerin birbirine hitap biçimi.:LALADAŞ

Osmanlı Sarayında bostancı,baltacı ve kapıcıların giydikleri kırmızı çuhadan veya keçeden yapılmış,yukarısı geniş ve kıvrık,boyu uzunca başlık.: BARATA

Osmanlı sarayında karavaşlar arasından seçilen padişah gözdesi.:HASEKİ

Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeyi aşan dirlik.:HAS

Osmanlı’da gece bekçisi. : ASES

Osmanlıca nasipsiz,kısmetsiz anlamında. : BİVAYE

Osmanlıda ,Padişahın bir miktar toprağı birine mülki olarak veya gelirinden yararlanmak üzere vermesi. :IKTA

Osmanlılar zamanında vergi ve haraç vermeyen Müslüman ahaliye verilen ad.:BERAYA

Osmanlılarca Avusturya’ya ve halkına verilen ad.: NEMSE

Osmanlılarda Rumeli’deki büyük toprak sahipleri.: GOSPODAR

Osmanlılarda başkomutan.: SERDAR

Osmanlılarda eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker: SARICA

Osmanlılarda gümrük vergisi.:BAÇ

Osmanlılarda hükümdarın ata binerken üzengisini tutan kişi.: RİKABDAR

Osmanlılarda önceleri olağanüstü durumlarda,sonraları ise sürekli olarak toplanan vergiye verilen ad. : AVARIZ

Osmanlılarda sancak beylerine verilen unvan:. BAN

Osmanlılarda saraylarda hizmet eden hadımların genel adı,hadım ağası.:TAVAŞİ

Osmanlılarda sınır nişanı. : URA

Osmanlılarda topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. : BADIHAVA

Osmanlılarda vergi denetimi ve tahsili ile Maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. :BAKIKULU

Osmanlılarda yaygınlık kazanmış bir yazı türü.İVANİ

Osmanlılarda yeni evlenen erkeklerden alınan vergi. :ARUSİYE

Osmanlıların Avrupalılara,özellikle de Fransızlara verdikleri ad. : FRENK

Osmanlıların Avusturya’ya verdikleri ad.:NEMÇE

Osmanlıların Cenova Cumhuriyetine verdikleri ad.:CENEVİZ

Osmanlı-Rus savaşında Aziziye tabyalarındaki yararlılıklarıyla ün kazanmış Türk kadın kahraman.(1877-197.:NENE HATUN

Osmiyumun simgesi. : OS

Otlak. : ÖRÜ

Otlar,otlak.:ERA

Otları inceleyen bilim dalı. : HERBOLOJ İ

Otlatmak.:OTARMAK

Otomobilin ön düzeninde yer alan parça.: ROTİL

Otomobiller için verilen geçici gümrük belgesi.: TRİPTİK

Otsu bir bitki. : RAVENT

Oturum.:CELSE

Oturuş.Namazda,rekat sonlarında belli bir süre oturma. : KADE

Ova. : YAZI

Oval. : BEYZİ

Ovarak sürülen ilaç. : LİNİMENT

Oymacı,hak işleri yapan sanatçı.: HAKKAK

Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi. : ANKİLOZ

Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi.:ANKİLOZ

Oynayan (kuşbaz,kumarbaz,cambaz).: BAZ

Oyun.:BAZİÇE

Oyuna komiklik ve neşe katan beklenmedik söz veya hareket,gülüt.:GAG

Oyunda berabere kalma. : PATA

Oyunda kazanılan her parti.:KAMA

Ozanların çaldığı telli bir Türk sazı. : KOPUZ



Ö

Öbek. : İLE

Öbür dünya ile ilgili,ahret ile ilgili.:UHREVİ

Öbür dünya.ARI BEKA

Öbür dünyada verilecek olan ceza.:UKUBET

Ödünç mal. : ARE

Ödünç verilmiş bir paranın,bir yıldan daha kısa bir dönem için hesaplanan faizlerinin ana paraya eklenmesi.:ANATOSİZM

Ödünç verme. : İARE

Ödünç,iğreti.,emanet. : ARİYET

Öfke,kızgınlık.:CELAL

Öfke,sinir.: HARAZA

Ögeler. : ANASIR

Öğrenim görmeyen,kendi kendini yetiştiren,çocuklara yönelik öyküler ve romanlarıyla tanınan,1996 yılında hayatını kaybeden yazarımız. : KEMALETTİN TUĞCU

Öğretici. : DİDAKTİK

Öğretim kuruluşlarında,öğrencilerin yönetmeliklere ve okul kurallarına göre söz ve karar sahibi olmaları ilkesine dayanan yönetim.:ÖZYÖNETİM

Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu. :TAHİN

Ökçesiz ve arkalıksız terlik veya pabuç.: ŞIPIDIK

Öksürük otu da denilen ve sarı çiçekler açan otsu bir bitki.:KAVALAK

ökümcülerin kullandığı ağaçtan yapılmış kalıp.: SAÇULA

Öküz yemliği: AKERE

Öküzgözü de denilen papatyaya benzer çiçek. : ARNİKA

Ölçek. : MİKYAS : EŞEL

Ölçü,kıstas. : KRİTER

Ölçülerin başına konulduğunda onda bir anlamını veren bir önek.ESİ

Öldükten sonra İsa tarafından diriltildiğine inanılan adam. : AZİR

Öldürme,telef etme,yok etme.: İTLAF

Öldürücü hastalık salgını. : ÖLET

Öldürülmüş.:MAKTUL

Ölen yeniçerilerin çocuklarına verilen ad. : NANHAR

Ölene yakılan ağıt.: SAĞU

Ölmüş kimselerle cinsel ilişki kurma biçiminde kendini gösteren cinsel sapıklık. :NEKROFİLİ

Ölü doğan kuzunun derisi.:BAĞAN

Ölü yıkama. : GASİL

Ölüler.:MEVTA

Ölülerin yakıldığı yer. : KREMATORYUM

Ölüm. : MEMAT: MEVT

Ölümsüz ,ölmez. : LAYEMUT

Ölümsüzlük suyu.:BENGİSU

Ölümün ve ölme olayının psikososyal boyutlarıyla incelenmesi.: TANATOLOJİ

Ölünün ruhunun azap çekmemesi için dağıtılan,ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka. : ISKAT

Ön taraf,cephe,karşı,yamaç. : ALNAÇ

Ön. İŞİGAH

Önalım. : ŞUFA

Öncecilik. : İNİSİYATİF

Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol.: STRATEJİ

Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgahı bağlama aleti.:MALAFA

Önceden ödemede bulunarak süreli yayınlara alıcı olma işi : ABONE

Önceden yazılmış ve gerekli süre içinde cevaplandırılmamış bir yazıyı yineleme.:TEKİT

Öncesiz. : EZELİ


Öncü.:AVANGARD

Öndelik. : PEY

Önel,vade . : MEHİL

Önerme.:KAZİYE

Önünde çelik kanadı bulunan paletli traktör.OZER

Ördeğe benzer bir su kuşu.,av kuşu. : MEKE

Ördeğe benzer,tüyleri kiremit renginde bir yaban kuşu.:ANGUT

Ördekgillerden bir yaban kuşu.:ANGUT

Örnek alınacak söz. : MESEL

Örnek veya temel olarak alınan tek biçim.:STANDART

Örnek,göstermelik,model.: MOSTRA

Örnek. : NÜMUNE

Örten,bağışlayan. : SETTAR

Örtme,kapatma. : SETR

Örtünme.:TESETTÜR

Öte. : MAVERA

Öteki dünya,ahiret.: UKBA

Ötürü,dolayı. : NAŞİ

Övendirenin ucuna çakılmış sivri demir çivi. : NODUL

Över gibi görünüp yerme,yeriyormuş gibi görünüp övme sanatı.:İSTİDRAK

Över gibi yerme,yeriyormuş gibi övme sanatı. : İSTİDRAK

Övme. : SENA : SİTAYİŞ

Özbek güreşi,yada ayakta judo’da denilen spor dalı. : KURAŞ

Özdemir Asaf’ın soyadı. : ARUN

Özdeş.: İDENTİK

Özdeyiş. : KELAMIKİBAR

Özel bir biçimleri olmayan maddeler için kullanılan sözcük.:AMORF

Özel bir cam kap içinde likör,şarap,meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içkiye verilen ad. : BOL

Özel bir maya mantarıyla keçi veya inek sütünün mayalanmasıyla hazırlanan ekşi içecek.:KEFİR

Özel bir şiir diliyle yazılmış yazılan epik İzlanda şiiri türü.:RİMUR

Özel görev. : MİSYON

Özel olarak erkeklere hizmet için yetiştirilmiş Japon kadını. : GEYŞA

Özellikle Ayvalık yöresine özgü acıçaça’da denilen bir balık.: PAPALİNA

Özellikle diş hekimliğinde dezenfektan olarak kullanılan benzalyum klorür’e verilen ad.:ZEFİRAN

Özellikle İran’da yetişen ve nargile ile içilen bir tütün türü.:TÖMBEKİ

Özellikle kafatası sinirlerinin denetlediği kas gruplarında çabuk yorulma ve zayıflık,halsizlik gibi belirtilerle ortaya çıkan kronik hastalık.:MİYOSTENİ

Özellikle resim yapımında kullanılan sentetik bir boya./Suda ezilmiş pigmentlerin lateks içinde dağılımı sonucunda elde edilen emülsiyon boya. : AKRİLİK

Özellikle sığırların kanını emen bir cins sinek. : İVEZ : (İVİZ)

Özellikle Trakya yöresinde yetiştirilen sulu ve hoş kokulu bir kavun cinsi. : HASANBEY

Özgün çizim,harita,plan gibi şeylerin fotoğraf tekniğiyle çoğaltılması yöntemi.Kalıptan çekilen resim kopyası. : OZALİT

Öznel.:SÜBJEKTİF

Özsu. : USARE

Özümleme. : ANABOLİZMA

Özür dileme. : İTİZAR

Özür,kusur,bozukluk.: DEFO
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
17.03.2011 10:11 (UTC)[alıntı yap]
P

Padişah ve devlet ileri gelenlerinin seferden dönmeleri dolayısıyla yazılan şiire verilen ad. : KUDUMİYE

Padişah III. Selim’in şiirlerinde kullandığı mahlas. : İLHAMİ

Padişah sarayında harem dairesi ile dış daireleri arasındaki bölüm.: MABEYİN

Padişah,sadrazam,vezirler ve yüksek dereceli devlet erkanının giydiği kavuk. : YUSUFİ

Padişaha yakın olan görevliler,mabeyinciler. : KURENA

Padişahın giyeceklerine bakan memur.:ÇUHADAR

Padişahların adına yaptırılan ve birden çok minaresi bulunan büyük camilere verilen ad,Sultanlar.SELATİN

Pafta.:YİVAÇAR

Pakistan’da müzik eşliğinde ve koro halinde söylenen şiirlerden oluşan tasavvuf musikisi türü. :KAVVALİ

Palamut balığının bir türü. : ALTIPARMAK

Palamut balığının iki kilodan büyük olanına verilen ad. : ZİNDANDELEN

Palamut balığının iri bir türü.İÇUTA

Palamut balığının irisi. : TORİK

Palamut,torik gibi balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura.:LAKERDA

Palmiye türü.:LATANYA

Paltoya benzer bir tür üstlük. : SAKO

Pamuğu çekirdeğinden ayırmaya yarayan alet.:ÇIRÇIR

Pamuk çeşidi:. AKALA

Pamuk ipliği.Dikiş ipliği. : TİRE

Pamuk ipliğinden dokunmuş havlu. : PEŞKİR

Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. : SAVAN

Pamuk ipliğini saran el çıkrığı.: ALAMİT

Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi.: KASAR : KASTAR

Pamuk kale’nin mitolojik dönemlerdeki adı. : HİERAPOLİS

Pamuk kozası. : ŞİF

Pamuk yada ipekle karışık,pamuktan kalın,ensiz kumaş çeşidi. : KUTNU

Pamuk,keten veya ipekten sık dokunmuş ince bir tür kumaş.OPLİN

Pamuk,yün gibi şeylerden iplik eğirmek için kullanılan,ağaçtan yapılmış araç.: İĞ

Pamukkale örneğinde olduğu gibi,kimi kaynak sularının yığdığı kalker tortu.:TRAVERTEN

Pamuklu kumaş.:BASMA

Pamuktan düz dokuma. : AMERİKAN

Panama’nın para birimi.:BALBAO

Panik. : ÜRKÜ

Panzehir. : ANTİDOT: TİRYAK

Papağan,kartal gibi kuşların kemerli gagası.:TUMŞUK

Papağan. : TUTİ

Papağana benzer bir kuş. : KAKADU

Papağanla akraba küçük bir kuş. Endonezya ve Yeni Gine’de yaşayan bazı papağanların ortak adı. : LORİ

Papalığın simgesi olan üç katlı taç.:TİARA

Papua Yeni Gine’nin para birimi. : KİNA

Para cüzdanı.ORTFÖY

Parafinli veya plastikli kumaştan su geçirmez giysi. : SİRE

Paragraf başındaki büyük harf.: İNİSİYAL

Paraguay çayı. : MATE

Paraguay’ın başkenti. : ASUNCİON

Paraguay’ın para birimi. : GUARANİ

Paralel. : MUVAZİ

Paralı oyunlarda kar ve zarar olmadığını belirtmekte kullanılan sözcük.:TAPİ

Parça,lokma,dilim : TİKE

Parça. : LİME

Parçalanıp dağılmış yer katmanlarının birbirleriyle olan ilgilerini araştıran yerbilim dalı. : TEKTONİK

Parçalardan oluşmuş bütün.:İNTEGRAL

Parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatan müzik terimi. : AMABİLE

Parıldayan. : DİRAHŞAN: LAMİ

Parıltı. : LEMA

Parıltısını artırmak için elmas taşlarının altlarına konan ince metal yaprak.: FOYA

Parkinson hastalığının başlıca belirtisi olan hareket yeteneğinin kaybolması. :AKİNEZİ

Parlak deri. : RUGAN

Parlak pamuk ipliği. : PAMUKAKİ

Parlak perkal olarak da adlandırılan,çok ince pamuklu bez.: SİNTZ

Parlak renkli tüyleri olan çok küçük bir kuş.:MANDARİN

Parlak ve saydam bir çeşit kuvars billuru.:NECEF TAŞI

Parlak yıldız.:AYYUK

Parlak yüzlü ipekli kumaş. : ATLAS

Parlak,aydınlık. : RUŞEN

Parlak,kaymak kağıt. : KUŞE

Parlak,mavi renkli gündüz kelebeği. : ADONİS

Parlak.: RUŞEN

Parlak.:CELİ

Parlaklığı geçici olarak artarak patlayan yıldız. : NOVA

Parmak izine dayanarak kimlik belirleme yöntemi.: DAKTİLOSKOPİ

Parmaklara takılarak çalınan bir tür zil.: KASTANYET

Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı alet.:ÇALPARA

Parmaklarda oluşan iltihap.,tırnakta ağrılı şiş. : DOLAMA

Parmaklık,korkuluk.: CAĞ

Parola,işaret,alamet. : İM

Pas açıcı.:ZİDA

Pas.:KÜF

Pasaklı,kılıksız.:LOKA

Paskalya Adasındaki devasa heykellere verilen ad. : MOAİ

Pasta hamuru. : ŞU

Pasta,çörek. : GATO

Pastacıların,terzilerin kullandığı dişli,küçük demir çark.: RULET

Pastırmalı börek.AÇANGA

Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta.: FEKÜL

Patika. : YOLAK

Patlak çukur.: MAAR

Patlıcangillerden kötü kokulu bir bitki.:ADAMOTU

Patlıcangillerden,çeşitli renkte çiçekler açan,kokulu bir süs bitkisi.ETUNYA


Patlıcangillerden,geniş yapraklı,kötü kokulu bir bitki,kankurutan.:ADAMOTU

Patlıcangillerden,kasların kasılmasını giderdiği için hekimlikte kullanılan bir bitki.:TATULA

Patolojide mantar.: MİKOZ

Pay,hisse,nasip.:BEHRE

Payı olmayan,pay almamış.: BİBEHRE

Paylama,azar. : İTAP

Pedro Almodovar’ın bir filmi.: ANNEM HAKKINDA HERŞEY:KONUŞ ONUNLA

Pehlivanları çeşitli övgü ve dualarla seyirciye tanıtan kimse.:CAZGIR

Pek bol,pek çok. : İBADULLAH

Pek bol,pek çok.: İBADULLAH

Pek çok bilgisayar ağını birbirine bağlayan ve kendine özgü bir adresleme sistemi ile iletişim protokolüne dayalı ağ;dünya ölçeğinde ağ.: İNTERNET

Pekmez toprağı da denilen ve üzüm şırasının tortularını çökeltmekte kullanılan kille karışık kireçli toprak. : MARN

Pekmezle kar karıştırılarak yapılan kar helvası. : KARSAMBAÇ

Pekmezle yapılan bir tür tatlı.:KEDİBATMAZ

Pelerin. : HARMANİ

Pelerinli bir çeşit palto.:REGLAN

Pembe dizi de denilen,gerçek yaşamdan kopuk TV dizilerine verilen ad. : SOAP-OPERA

Pembe renkli şarap. : ROZE

Pembe,beyaz çiçek açan,kışın yaprak dökmeyen,zehirli bir ağaççık. : ZAKKUM

Pencere veya kapının üst yanında bulunan ve oda havasının değiştirilmesine yarayan açılır kapanır bölüm.:VASİSTAS

Penye veya jarse tipi pamuklu örme kumaşlarda,genellikle tişört ve bluzlarda etek ve kol ağızlarını kapamada kullanılan dekoratif dikiş türü.:REÇME

Perçem. : KAKÜL

Perdeli bir üflemeli çalgı.:FAGOT

Perslerde il yöneticisi,vali.: SATRAP

Peru ve Bolivya’da yünü için yetiştirilen evcil alpaka türü. : PAKO

Peru ve Patagonya arasında yaşayan bir geyik türü. : PUDU

Peru’da mısırdan elde edilen bir içki. : ÇİÇA

Peru’da yaşayan uzun tüylü bir memeli hayvan.:ALTES

Pervane balığına verilen bir ad.:AY BALIĞI

Pestil.:BASTIK

Peşinat. Bir kimseye, pazarlığında anlaşılmış bir paranın küçük bir bölümünü önceden vermek. : KAPARO

Peygamber ağacı reçinesinden çıkarılan ve hekimlikte kullanılan bir sıvı.:GAYAKOL

Peygamber çiçeği.:BELEMİR

Peygamber. : YALVAÇ

Peygamberimizin hane halkı. : EHLİBEYT

Peygamberler. : ENBİYA

Pırıltılı kristallerden oluşan doğal demir sülfürü. : PİRİT

Pik. : FONT

Piliç. : FERİK

Piramit. : EHRAM

Pirinci kabuğundan ayırmak için kullanılan dibek.İNK

Pirinç ayıklamaya yarayan taş silindir. : DİNK

Pirinç.:ERZ

Pirinçli ve yoğurtlu ıspanak yemeği. : BORANİ

Pirzola. : KOTLET

Pis koku.:UFUNET

Piston kolu.:BİYEL

Pişirilmiş olan yemeğin üzerine parmesan,kaşar,dil peyniri gibi peynir çeşitlerinden birini rendeleyerek pişirmek. / Yemeğin üzerine beşamel sos dökerek yemek pişene ve sosun üzeri kızarana kadar fırında bekletmek.:GRATEN

Pişman. : NADİM

Pişmiş balçık.:ÇİNİ

Pişmiş hamurla yenen,özellikle tavuğun göğüs etiyle hazırlanan bir tür çorba. : ARABAŞI

Pişmiş toprak,cüruf ve beton karışımından yapılan kiriş,putrel ve nervürler arasına konulan delikli tuğla.: ASMOLEN

Piyale,ayaklı içki kadehi. :AYAG: (EYAG)

Plan. : TASAR

Plazma sıvısının deri altı dokusuna ve seroz zarlara yaygın biçimde sızması. : ANAZARK

Plili.LİSE

Po nehrinin kolu olan bir ırmak. : PANARA

Poker,konken gibi kimi oyunlarda aynı cins iki kağıda verilen ad.ER

Pokerde aynı renkten oluşan ama sıra izlemeyen beş karta verilen ad.:FLOŞ

Pokerde kağıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin yere sürdükten sonra önünde fişi yada parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz.:TAPİ

Pokerde ortaya konulması zorunlu para,: POT

Pokerde rest. : SOLT

Pokerde,sırayla birbirini izleyen değişik renkten beş karta verilen ad.:KENT

Polonya para birimi. : ZLOTİ

Polonya,Litvanya,Belarus ve Ukrayna’da siyasal erki üstlenen meclise verilen ad.:RADA

Polonya’da millet meclisine verilen ad.: SEJM

Porselen yapımında kullanılan bir çeşit beyaz ve gevrek kil.:KAOLİN

Portekiz halk şarkısı.:FADO

Portekiz’de ağaçlı dağlık kütle. : GERES

Posta beygiri. : YAM

Posta havalesi. : MANDAPOST

Postu kaplan postu gibi çizgili bir tür Afrika zebrası./Antilop. : DAV

Pozitif elektrot. : ANOT

Pörsümek.:SALKIMAK

Praseodim’in simgesi. : PR

Pratik. : AMELİ : KILGIN

Prensip,umde,ilke,din ve felsefe temellerinden biri./ Hipostaz. : UKNUM

Prensip. : UMDE

Protein sentezine yardımcı olan bir asit türü. Ribonükleik asit. : RNA

Proton verebilen maddelerin genel adı.:ASİT

Psikolojide sözsel anlatım bozukluğu.:AKATAFAZİ

Puan,nokta. : BENEK

Pullu ve kılçıklı,küçük bir balık. : İZMARİT

Put,totem,çok güzel kadın. : SANEM

Pürüz alır. : RAYBA
İSA ORHAN
(şimdiye kadar 389 posta)
17.03.2011 10:14 (UTC)[alıntı yap]
S

Sabah ve öğle arası. : KUŞLUK

Saban demirinin toprakta bıraktığı iz. : ÇİZİ

Sabanın kaldırdığı toprak. : KESEK

Sabit fikir,saplantı. : İDEFİKS

Sabit manevralarda ve gemileri bağlamada kullanılan,üç veya dört kollu halat.:YOMA

Sabun otu,çevgen.:ÇÖVEN

Sac üstünde pişen yufkayı çevirmeye yarayan yassı tahta aygıt : ATARAÇ

Sacda pişirilmiş yuvarlak pide. : BAZLAMA

Saç kepeği,baş konağı.: DONRA

Saç kıvrımı.: LÜLE

Saç lülesi,zülüf.:BÜRÇÜK

Saç örgüsü. : BELİK

Saç tutturacağı. : FİRKETE

Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış durumu.:MEÇ

Saçma atan av tüfeği.:KAVAL

Saçma sapan söz.:YAVE

Saçma. : ABSÜRD

Sadist. : ELEZER

Sadrazam kavuğu.:KALLAVİ

Sadrazamların veya devlet görevlilerinin padişaha verdikleri armağan. : RİKABİYE

Saf yün,pamuk ve sentetik elyaf karışımı bir tür sert kumaş.RA

Saf,tatlı su.:ZÜLAL

Safra.Karaciğerin salgıladığı acı su. : ÖD

Safran,amber ve misk karıştırılarak yapılan güzel bir koku.:ABİR

Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç peltesi.:ZERDE

Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç.:ZERDE

Sagu’da denilen ve kimi hurma ağaçlarının özünden çıkarılan nişastalı bir maddeye verilen ad. : HİNT İRMİĞİ

Sağana benzer bir kuş. : SALANGAN

Sağanak sırasında atmosfer elektriğinin boşalmasındaki parlak ışık.:ŞİMŞEK

Sağır ve dilsiz. : AHRAZ

Sağlam ve sert taş. : ÇİNKE

Sağlam,kuvvetli. : EKİDE

Sağlam.:BERK

Sağlamlaştırılmış.: MÜSTAHKEM

Sağlamlaştırma. : TAHKİM

Sağlamlaştırmak.:BERKİTMEK

Sağlık yurdu,hastane.ARÜŞŞİFA

Sahan altlığı. : NİHALE

Sahip çıkanlar,tutanlar. Hz Muhammed’in meclisinde bulunan kimseler. : SAHABE

Sahip,iye. : IS

Sahnede oynanmak için yazılmış oyun.RAM

Sahte,düzmece. : CALİ

Saka kuşu. :KUTAN

Saka Türklerinin ünlü destanı,: ŞU

Sakağı da denilen ve özellikle atlarda görülen ölümcül bir hayvan hastalığı. : RUAM

Sakal. : LİHYE

Sakarya ovasının diğer adı. : AKOVA

Sakat,kötürüm,hasta.:AHNIT

Sakat,malul.: SÖKEL

Sakırga.:KENE

Sakızla tatlandırılmış rakı. : MASTİKA

Sakin deniz. : BONAÇA

Sakinler,bir yerde oturanlar. : SEKENE

Saklambaç oyunu. : EBEKAÇ

Salamuraya yatırılmış yiyecekler için kullanılan sözcük. : MARİNE

Salep bitkisi. : ASILMIŞ ADAM

Salepgillerden,bataklık yerlerde yetişen bir bitki.: DANAKIRANOTU

Salgın hastalık. : EPİDEMİ

Salisilik asidin tuzu. : SALİSİLAT

Salkım durumundaki mavi çiçekleri olan bir bitki. : LOBELYA

Salkımsöğüt. Baklagillerden,sıcak iklimlerde bir çok çeşitleri yetişen ve zamk,boya gibi maddelerinden yararlanılan bir ağaç. : AKASYA

Salya. : RİK

Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit.:ÇİTEN

Saman ve çamur karışımı ilkel tuğla. : KERPİÇ

Saman yığını.: TINAZ

Samanından ayrılmamış arpa,buğday yığınları. : NAMLI

Samanla karışık tahıl. : MALAMA

Samanlık. : MEREK

Samanyolu. : KEHKEŞAN

Samaryumun simgesi. : SM

Samit’de denilen ve sözsüz oynanan köy seyirlik oyunlarının genel adı, dilsiz.:LAL

Samoa takımadaları devletinin para birimi.:TALA

San Marino’nun plaka.:FARAZİ

Sanal. : FARAZİ

Sanayi ve tarımda kullanılan,tekerlekler üzerine kurulmuş,istenilen yere çekilebilen patlamalı motor veya buhar makinesi.:LOKOMOBİL

Sanayi,endüstri. : URAN

Sancağı,yelkeni veya sereni direkten aşağı alma.Yelken indirme. : ARİYA

Sancak. : LİVA

Sancı. : BURU

Sandalları asmaya yarayan ve gemilerin bordalarında bulunan dikmelere verilen ad.:MATAFORA

Sanma,zannetme.:ZEHAP

Sap ve kökünde bol tanen bulunan çok yıllık bir bitki.:KURTPENÇESİ

Sap yüklemede ve harman aktarmada kullanılan tahta tarım aracı.:ANADUT

Sapaklık,aykırılık. : ANOMALİ

Sapı veya ortası omuza geçirilebilen tek veya iki gözlü bir tür çanta. : HEYBE

Sapınç. : ABERASYON

Sapındaki liflerden halat,çuval gibi kaba örgüler yapılan bir bitki.:KENEVİR

Sapkınlık.ALALET

Saplantı,sabit fikir.:İDEFİKS

Sapları ve yeşil çiçek tomurcukları sebze olarak yenen bir bitki.:BROKKOLİ

Saplı tencere.:KAÇARULA

Sara hastalığı. : EPİLEPSİ:TUTARIK: YİLBİK

Sararmayı gidermek için beyaz çamaşırların son suyuna karıştırılan mavi renkte bir toz boya.:ÇİVİT

Sararmış,solgun,sarı. : ZERD

Saray.ARÜSSAADE

Saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer. : ENDERUN

Sardalye yavrusu. APALİNA

Sardunya adasının kuzeybatı kıyısında İtalya’ya ait bir ada.:ASİNARA

Sarhoş olmak. : ESRİMEK

Sarhoşlar. : MESTAN

Sarhoşluk.:SEKR

Sarı çiçekli,acı ve kokulu bir ot.:ANDIZOTU

Sarı çiçekli,keskin kokulu bir bitki.(Turşulara lezzet ve koku vermek için kullanılır).:ÇÖRDÜK

Sarı humma virüsü. : AMARİL

Sarı renkli bir üzüm cinsi. : EMİRALİ

Sarı tüylü kedi.:SARMAN

Sarık.ESTAR

Sarımsağın antibiyotik etkisini gösteren maddelerinden biri.: ALİSİN

Sarımsı yeşil renkli cam parıltılı magnezyum ve demirli silikat. : OLİVİN .: PERİDOT

Sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz ipek kumaş.:ABANİ

Sarısabır da denilen bir süs bitkisi. : AZVAY

Sarkıt.:STALAKTİK

Sarma tekniğiyle yapılan bir tür işleme. : ANAVATA

Sarmal. : HELİSEL

Sarmaşık,tırmanıcı bitki. : AŞAK

Sarp bölgede kurulmuş Kafkas dağ köyleri. : AUL

Sarp geçit. : AKABE

Sarp kayalık çıkıntı.:KORNİŞ

Sarp sıradağlar.:BALKAN

Sarp,dik.: YALMAN

Satıcının,mal sahibi adına sattığı şeyden aldığı yüzdelik,satımlık. : PEYİKE

Satır aralığı.:ESPAS

Satışa başlamak.:SİFTAH

Satrançta bir değerlendirme ve klasman sistemi.:ELO

Satürn gezegeninin en büyük uydusu. : TİTAN

Satürn’ün bir uydusu. : REA

Savaş gemilerindeki asma yatak.:BRANDA

Savaş meydanı. : MAREKE

Savaşçı,okçu. : VAKKAS

Savaşlarda giyilen zırh. : ÇOKAL

Savaşta tutsak edilen veya satın alınan ve sahibinin üzerinde tam bir kullanım hakkı bulunan kadın.:KARAVAŞ

Sayfa çevresine çekilen çizgi.: ZIH

Sayfa düzeni.: MİZANPAJ

Saygı ile ağırlama. : İZAZ

Sayı boncuğu,çörkü. : ABAKÜS

Sayı farkı. : AVERAJ

Sayılar,harfler ve semboller kullanılarak açılan bir çeşit fal.:CİFİR

Sayılmış. : MADU

Sayım. Toplanma. : TADAT

Sayısal. : DİJİTAL

Sayma,sayılma. : AD

Saymaca . : İTİBAR

Saz takımında usul vurmaya yarayan tef. : DAİRE

Saz veya kamıştan yapılmış kulübe.:HUĞ

Saz,kamış,hasır otu. : KOFA : KİLİZ

Sazan balığı familyasından bir tatlı su balığı.:AKKEFAL

Sazan familyasından vücudu yandan basık,sarı pullu,eti tatsız,kılçıklı bir tatlı su balığına verilen ad. : ÇAPAK

Sazana benzer bir tatlı su balığı.: KARAKEÇİ

Sazı kurmaya yarayan burgu,kulak.: KÖK

Sazın en ince ses veren teli.: ZİR

Sazlık,kamışlık. : KİLİZMAN : BİŞE

Sebze bahçesi.:BOSTAN

Seçenek.:ALTERNATİF

Seçici kurul.: JÜRİ

Seçimin sonuçsuz kalması.:BALOTAJ

Seçkin bir sanat yapıtının taklidi. : PASTİŞ

Seçmecilik yanlısı,seçmeci.:EKLEKTİK

Seçmeli yemek. : ALAKARD

Seçmesiz yemek. : TABLDOT

Sedir. : DİVAN

Sekiz hecelik dizelerden oluşmuş bir İspanyol şiir türü.: ROMANS

Sekiz sesten oluşan ses dizisi.:OKTAV

Sekizer hecelik dört dizeden oluşan Hint edebiyatına özgü şiir türü. : ŞLOKA

Selam anlamında Latince sözcük.:AVE

Selam veya teşekkür için eğilerek veya dizleri kırarak yapılan hareket. : REVERANS

Selçuklu şehzadelerin eğitimiyle uğraşan öğretmen,lala.:ATABEY

Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli vezirlere verilen san.:ATABEK

Selenterelerden,toplu yada tek başına yaşayabilen basit yapılı hayvan. : POLİP

Selin getirdiği kumlu toprak. : MİL

Selülozun bir türevi.:KİTİN

Semazenlerin giysisi. : TENNURE

Semer,oturmalık. : EYER

Semirtme.:BESİ

Senegal’in başkenti.AKAR

Senet. : BELGİT

Senfonik şiirde küçük melodi parçası. : LAYTMOTİF

Sentetik bir kumaş. : PERLON

Sentetik polyester lifleri veya ipliği.:TERGAL

Sepicilikte ve hekimlikte kullanılan tadı buruk bir madde. : TANEN

Sepilenerek boyanmış ve cilalanmış deri. Özellikle ciltçilikte kullanılan bitkisel sepileme görmüş keçi derisi.: SAHTİYAN

Sepilenmiş koyun derisi.: MEŞİN

Serap,pusarık.:ILGIM:AL

Serap. :AL

Serbest bırakılmış cariyeler , veya köleler,azatlılar. : UTEKA

Serbest biçimdeki geleneksel Türk güreşi.: KARAKUCAK

Serbest vuruş.:FRİKİK

Serçegillerden küçük bir kuş.:BECET

Sert bir metal. : KORİNDON

Sert buğdaydan elde edilen,taneleri iri,glutence zengin un.:İRMİK

Sert kabuklu,iri ve uzunca taneli bir üzüm cinsi. : KEÇİMEMESİ

Sert ve siyah renkli tahta. : ABANOZ

Sert,kaba. : ANİF

Sert,katı. : BERK

Serumda meydana gelen antikor.:AGLÜTİNİN

Servet.:NEVA

Servi ağacı.: ANDIZ

Servigillerden,dipten dallanan bir süs bitkisi.: MAZI

Seryum elementinin simgesi. : CE

Seryum filizlerinde bulunan,gri renkli bir element.:İTRİYUM

Ses yitimi:. AFONİ

Ses,ahenk,nağme.:NEVA

Seslerin aralarında hiç kesinti olmadan birbirini izlemeleri gerektiğini belirten müzik terimi. : LEGATO

Sessiz sinemanın üç büyük komedyeninden biri olan gülmeyen adam Buster Keaton’un Avrupa’da yaygın olarak bilinen adı.:MALEK

Sessiz,huzurlu.:ASUDE

Sevap.:ECİR

Sevgi,dostluk.:VEDAT

Sevgili,yar. : EMRE

Sevgilinin dudağı. : LAL

Sevgilinin saçı.: ZÜLÜF

Sevinçli. : ŞAD

Seyelan. : AKI

Seyhan ırmağının en uzun ve en önemli kolu. : ZAMANTI

Seyir işaretlerini taşımaya, bir geçidi bir tehlikeyi belirtmeye yarayan yüzer cisim. : ŞAMANDIRA

Seyrek dokunmuş delikli bir kumaş. : ETAMİN

Seyrek dokunmuş,astarlık ince bez.: SALAŞPUR

Seyrek taneli,kırmızı benekli bir üzüm cinsi. : YAPINCAK

Seyrek ve eğreti dikiş.: TEYEL : İLİNTİ

Seyrek ve yuvarlak taneli bir çeşit üzüm. : DİMYAT

Seyrekçe örülmüş büyük torba.:ÇUVAL

Seyyar ızgara. : BARBEKÜ

Seyyar soba. : SALAMANDRA

Sezar’ın selamlama şekli. : AVE

Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklılığı kükürtle arttırılmış kauçuk. : EBONİT

Sıcak bölgelerde yetişen kerestesinden kaplamada yararlanılan çok sert bir ağaç.: TİK

Sıcak bölgelerde yetişen ve keçiboynuzu’na benzer meyveleri reçel ve şerbet yapımında kullanılan bir ağaç.EMİRHİNDİ

Sıcak bölgelerde yetişen yaşlı bir ağaç.:BAN

Sıcak iklimlerde yetişen bir bitki.İlaç olarak kullanılan bir baharat. : KAKULE

Sıcak parçanın ansızın suyun içine daldırılmasıyla elde edilen çatlak cam türü.:KRAKELE

Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç.:ANZAROT

Sıcak ülkelerde yetişen,dini törenlerde yakılan ve yanarken güzel koku veren,odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç.:ÖD AĞACI

Sıcak ve ılık denizlerde yaşayan bir balık. : İSPAROZ

Sıcak ve ılık denizlerin kıyı bölgelerinde yaşayan kemikli bir balık türü.:SARIKUYRUK

Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf. : KÜNEFE

Sıcak,kızgın,yakıcı.:HAR

Sıcak,nemli iklimlerde oluşan,parlak kırmızı yada kahverengiye çalan kırmızı renkli,demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak.:LATERİT

Sığ deniz. : NERİTİK

Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan altı düz tekne. : ŞAT

Sığ sulardaki çalılıkların dibinde yaşayan küçük balık.:ANABAS

Sığınak.:MELAZ

Sığır sürüsü. : NAHIR

Sığır sürüsünün otlamaya gitmeden önce toplandığı yer.:GEZEKLİK

Sığır tüccarı,kasaplık hayvan tüccarı.Koyun,keçi,sığır gibi kesilecek hayvanların ticaretini yapan kimse.. : CELEP

Sığır vebası. : ÇOR

Sığır,öküz anlamında sözcük. : BAKAR

Sığırcık. : LALESAR

Sığırın öd kesesinden çıkan taş : HARAZA

Sığırın öd kesesinden çıkan taş. : HARAZA

Sığırtmaç,sığır çobanı. : BAKKAR

Sığla yağı’da denilen ve günlük ağacından elde edilen balsam.:TIGALA

Sıhhi.:HİJYENİK

Sık dokunmuş yünlü bir kumaş türü.:ÇUHA

Sık gözlü ağ.: TOR

Sık sık hastalanan,sağlıksız kimse.: NANEMOLLA


Sıkı dokunmuş bir tür, ağır pamuklu kumaş. : DİMİ

Sıkı kapanan bir fermuar türü.:ZİP

Sıkılmış üzümün cibresinden yapılan sert bir Fransız içkisi. : MARK

Sıkıntı,dert. : GAİLE: BUN : KASVET

Sıkıntı,üzüntü.:KOYUNTU

Sıkıştırılmış bitki tellerinden yapılan mukavva yada tahta. : FİBER

Sıkıştırma aleti,pres.:CENDERE

Sıkma,sıkarak bağlama.: ŞET

Sınır boyu. : SERHAT

Sınır geçme izni. : PASAVAN

Sınır nişanı.:URA

Sınır,uç. : HAD

Sınırdan geçiş belgesi. : LESEPASE

Sır saklamayan.:BEYHAN

Sır,gizli tutulan şey.:RAZ

Sır.:GİZEM

Sıralaç. : KLASÖR

Sıraları geriye veya kenarlara doğru yükselen tiyatro salonu.:AMFİTEATR

Sıralayan. : RATİB

Sırf buğday yolmakta çalıştırılan tarım işçisi. : ABERECİ

Sırlar. : SERAİR

Sırma veya gümüş işlemeli bir tür ipekli kumaş. : BROKAR

Sırmayla işlenmiş,sırmalı.:ZERKAR

Sırsız seramik.Sarıdan kızıl kahveye kadar değişik renklerde tuğla ve kiremitten çok daha düzgün,ince dokulu pişmiş toprak. : TERRAKOTTA

Sırt yüzgeci uzun ve geniş küçük bir balık.:HOROZBİNA

Sırtta taşınan yük.:ŞELEK

Sıska. : ARIK

Sıtma tedavisinde kullanılan bir ilaç.:ATEBRİN

Sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç.:BRÜLÖR

Sıvılaştırılmış petrol gazı.:LPG

Sibirya Ren geyiği./Amerika Ren geyiği. : KARİBU

Sicilya kökenli Newyork mafyasına verilen ad. : COSANOSTRA

Sigara artığı. : İZMARİT

Sigortada yapılan değişiklikleri gösteren ve poliçeye eklenen belge.:ZEYİLNAME

Sih dininin kurucusu. : NANAK

Sihlerin Hindistan’da kurmak istedikleri bağımsız devletin adı. :HALİSTAN

Sihlerin kutsal kitap olarak belledikleri peygamber öğretilerine verilen ad,/ Hindu üstadına verilen ad. : GURU

Siirt ve Diyarbakır yörelerinde düzenlenen “cigor” şenliği sırasında yapılması gelenekselleşmiş olan bumbar dolmasına verilen ad. : ZİMBİLOK

Siirt yöresine özgü,kurut da denilen kurutulmuş yoğurt. : KEŞK

Silah olarak kullanılan ağır topuz.:GÜRZ

Silah,zırh gibi savaş aracı.USAT

Silahlı. : MÜSELLAH

Silindir.:ÜSTÜVANE

Silindirik alet mili.Demir çubuk. : BARA

Silis grubundan değerli bir mineral. : OPAL

Simetri : BAKIŞIM

Simge,sembol. : TİMSAL

Simge. : REMİZ : REMZ

Simyacıların kurşuna verdikleri ad.: AABAMA

Sina yarımadasının ortasında yer alan çöl.:TİH

Sincap. : ÇEKELEZ

Sinek. : CİBİN

Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği’nin kısa yazılışı.:SESAM

Sinema filmlerinin kültür,eğitim amacıyla korunduğu,saklandığı yer. : SİNEMATEK

Sinema ve tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri.: TRÜK

Sinemacılıkta kamerayla geniş bir mekanın taranmasına verilen ad. : PAN

Sinir ağrısı. : NEVRALJİ

Sinir hücresinin gövde kısmından çıkan tek uzun uzantı.:AKSON

Sinir sistemini , duyu organlarını oluşturan ve embriyonun dış yüzünü örten tabakaya verilen ad. : EKTODERM

Sinir tellerini kesme ameliyatı. : LOBOTOMİ

Sinirbilim. : NÖROLOJİ

Sinop’un bir ilçesi. : AYANCIK

Siper. : KAZAMAT

Sir Alexander Fleming tarafından 1928’de bulunan,metabolizma ürünlerinden elde edilen antibiyotik.ENİSİLİN

Sivas yöresinde yaygın halay türü bir halk oyunu.: AŞİRET

Sivilce. :AKNE

Sivrisineğe benzer bir böcek.:ÜVEZ

Sivrisineğe benzer çok küçük bir sinek türü.:KUMUK

Siyah kan damarı,toplardamar.:VERİT

Siyaha boyanmış Sibirya tilkisi kürküne verilen ad. : SİTKA

Siyaha yakın koyu yeşil. : NEFTİ

Siyasal erkin birkaç kişilik bir kümenin elinde bulunduğu yönetim.:OLİGARŞİ

Slav alfabesi.:KİRİL

Slayt. İA: DİAPOZİTİF

Slovakya’nın plaka işareti.:SK

Soğan ve benzeri katmerli şeylerin iç kısmı.:CÜCÜK

Soğanlı bir süs bitkisi.:AMARİLİS

Soğanlı et yemeği. : YAHNİ

Soğuk denizlerde yaşayan bir fok türü.: OTARİ

Soğuktan donmak.:BUYMAK

Soğurma,emme. : MAS

Soğutma özelliği olan,soğutucu.:FRİGORİFİK

Soğutulmuş olarak sunulmak üzere içinde buzla kokteyl malzemelerin çalkalandığı çift çeperli kapalı maşrapa.:SHAKER

Sohbet toplantıları düzenleyen ve yöneten kişiye bazı yörelerde verilen ad.:YAREN

Sokakta bulunan sahipsiz eşya. : LUKATA

Sokakta bulunan sahipsiz eşya.:LUKATA

Sokulgan.:CİVELEK

Sola ait,sola ilişkin.:YESARİ

Soluk borusu. : TRAKEA

Soluk kahverengi,karnı beyaz tüylü,kısa kulaklı,postundan kürk yapılan memeli bir hayvana verilen ad. : KARSAK

Soluk tıkanımı: ASFİKSİ.

Somun ile sıkıştırılacak parça arasına yerleştirilen,hafif bombeli ortası delik parça.:RONDELA

Somurtkan.:ABUS

Son,işin sonu. : ENCAM

Sonbahar.:BAĞBOZUMU

Sonda. : KATETER

Sonradan çıkan adet.:BİDAT

Sonradan görme.:BULDUMCUK

Sonradan ortaya çıkan.:ARIZ

Sonradan,sonraları anlamında bir belirteç.:BİLAHARE

Sonsuz,ebedi.:CAVİDAN

Sonsuz,ucu bucağı olmayan.: NAMÜTENAHİ

Sonsuz. : HALİT

Sonsuzluk. : EBET

Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. : SEHİV

Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık.:SEHİV

Sonucu önceden düşünüp önlem alan. : DURENDİŞ

Sorguç.: TUĞ

Soruşturma.: TAHKİK

Sosyal. : İÇTİMAİ

Sovyet edebiyat eleştirmeni Mihail Mihailoviç Bahtin’in takma adı. : VOLOŞİNOV

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin ilk yıllarında uygulanan Yeni Ekonomi Politikasını simgeleyen harfler.:NEP

Sovyetler Birliği döneminde para yerine kullanılmak üzere 1921 ve 1922’de kabul edilen emek hesap birimi. : TRUD

Sovyetlerde Gulag kamplarındaki tutuklulara verilen ad. : ZEK

Soy ağacı.: ŞECERE

Soykırım,katliam. : JENOSİT

Soylu Arap atı. : KÜHEYLAN

Soylular,aristokrasi.:ZADEGAN

Soylular. : KİRAM

Soyluluk,ululuk. : KEREM

Soyluluk.HASEP

Soymuk doku,soymuk borusu. : FLOEM

Soyoluş.:FİLOGENEZ

Soysuz,dejenere. : YOZ

Soytarı. : KAŞMER

Soyu karışmış Avrupalı.:LEVANTEN

Soyu tükenmiş bir kuş. : DODO

Soyunda şair yokken,hiçbir eğitim görmeden kendi kendine şair olan kimse.:NABİGA

Soyut bir şeyin,bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya.: AMBLEM

Soyut,mücerret. : ABSTRE

Sömürge. : KOLONİ: MÜSTEMLEKE

Söndürme.,borcu ödeme. : İTFA

Sönmemiş kireç.: KİLS

Söylenti. : TEVATÜR

Söyleyiş özelliği. : ŞİVE

Söz dizimi. : NAHV : NAHİV

Söz geçirirlik,saygınlık.:FORS

Söz karışıklığı.ARAFAZİ

Söz yitimi. : AFAZİ

Söz,konuşma. : HANEK

Söz,sözleşme. : KAVİL

Söz. : KELAM

Sözcü. : RAPORTÖR

Sözçatar. : STAND-UP

Sözle,bakışla,telkin yoluyla sağlanan bir tür uyku.:İPNOTİZMA

Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri.:OPERA

Sözlük yazarlığı,sözlük bilgisi.:LEKSİKOGRAFİ

Sözlükbilimci.:LEKSİKOLOG

Sözsel anlatım bozukluğu. :AKATAFAZİ

Sözü boş yere uzatma : ITNAP

Sözü boş yere uzatma : İTNAP

Sözü geçen,etkili olan.:NAFİZ

Steteskop kaşifi Fransız hekim.:RENE THEOPHİLE LAENNEC

Stoacılık. : REVAKIYE

Stronsiyum’un simgesi. : SR

Su kıyılarında yaşayan, sırtı mavi ve yeşil, karnı pas rengi bir kuş. / İskele kuşuna verilen ad. : YALIÇAPKINI

Su bahçesi. : AKUALAND

Su baldıranı da denilen bir bitki.:SU REZENESİ

Su buharı gücüyle çalışan gemi.: VAPUR

Su buharı.:BUĞU

Su deposu. : SARNIÇ

Su dolabı. : NAURE

Su düzeyindeki sıra kayalar. : RESİF

Su geçirmez,kukuletalı kısa ceket. : ANORAK

Su kabağından yada ağaçtan oyulmuş maşrapa. : SUSAK

Su kabarcığı. : HABBE

Su kıyılarında setler kuran,kürkü değerli bir hayvan. : KUNDUZ

Su kıyılarında veya taşların altında yaşayan kınkanatlı böcek.:AGONUM

Su kıyılarında yaşayan çok iri bir kuş.ELİKAN

Su kıyılarında yetişen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bir bitki.:EĞİR

Su kızağı. : JETSKİ

Su samuru ve kürkü. : LUTR

Su tavuğu. : KALİNİS

Su ve sulu şeyler koymaya yarayan kulplu,emzikli kap.: İBRİK

Su yolu : AKAÇ

Su yosunu. :ALG

Su yüzündeki sıra kayalar.:RESİF

Subaylar.: ZABİTAN

Suç.:CÜRÜM

Suçlama.:TÖHMET

Suçüstü.:CÜRMÜMEŞHUT

Suda büyük derinliklere dalabilen insanlı bağımsız araç.:BATİSKAF

Suda giyilen başlık. : BONE

Suda yaşayan,sevilen,beyaz eti için avlanan,iri bir böcek. : ISTAKOZ

Suda yüzdürülerek çekilen veya herhangi bir yere asılan cismin sağa sola çarpmasını önleyen donanım. : ACEVELE

Sulak yerlerde yetişen,yaprakları salata olarak kullanılan bir bitki.:KUZUKULAĞI

Sulamaya ve yangın söndürmeye yarayan araç. : AROZÖZ

Sularını bir denize veya göle gönderen bölge. : MAİLE

Sulavesi Adalarında yaşayan bir manda. : ANOA

Sulavesi adalarında yaşayan cüce bir manda.: ANOA

Sulfata,sıtma ilacı. : KİNİN

Sulu darı hamurunun ekşitilmesiyle yapılan bir içecek.:BOZA

Sulu,cıvık hamur.:BULAMAÇ

Suluboya resmi. : AKVAREL

Sunak. : ALTAR

Surinam plakası.: SME

Suriye kıyısında oturmuş Sami kökenli antik halk.:FENİKELİLER

Suriye,Filistin,Mezopotamya ve Irak Arap edebiyatında kullanılan bir rubai. : ATABE

Suriye’de oturan Samilerin büyük tanrıçasının yaygın adı.:İŞTAR

Suriye’nin plakası. : SYR

Susama benzeyen, tohumları acı olan,halk hekimliğinde tedavi ettiğine inanılan bir bitki.:ÜZERLİK

Susamın ezilmesiyle elde edilen yağlı besin.:TAHİN

Suşi gibi çiğ balıkla yapılan bir Japon yemeği.: SAŞİMİ

Suyu alınmış meyve artığı. : KÜSPE

Suyu emme,ıslanma anlamında eski sözcük.:NAK

Suyun buz tutması ile kaynaması arası seksen eşit parçaya bölünerek elde edilen sıcak ölçer. : REOMÜR

Suyun arklara paylaştırıldığı yer. : ANAVUL

Sülük yapıştırma. : İLAK

Sülük. : ALAK

Sülüngillerden soyu azalmış bir kuş türü.:TURAÇ

Sümerlerde gök tanrısı.:ANU

Sümerlerde sağlık tanrıçası. : BO

Sümerlerde toprak tanrısı. : ENKİ

Sümüksü doku.:MUKOZA

Sünger taşı.ONZA

Sünnet etme. : HİTAN

Sünnet olan çocuğun elini kolunu tutan ve çocuk üzerinde babaya yakın bir hak taşıyan kimse. : KİRVE

Süpürge otu,funda. : ERİKA

Süpürge otu.: PÜREN

Süpürge sapı. : TARA

Süpürge.:CARU

Sürat korkusu. : TAKOFOBİ

Süratli,en çabuk. : ESRA

Süre ölçer.:KRONOMETRE

Süreç. : VETİRE

Süreç.:VETİRE

Sürekli olarak aç kalma.ÖNGEL ORUCU

Sürekli su akan boru. : MASLAK

Sürekli,iyice yerleşmiş. : PAYİDAR

Sürekli,sonsuz.AİM

Sürgen doku.:MERİSTEM

Sürgün. : LİNET

Sürme.: RASTIK

Sürükleyerek götürme.:CER

Sürüldükten sonra nadasa bırakılan tarla. : HERK

Sürülmemiş sert toprak. : BAİRE

Sürülmemiş tarla.Bakımsız bağ,bahçe. : KELEME

Sürülmemiş,ot bürümüş toprak.: MALAZ

Sürüngen hayvanların genel adı. : KELER

Sürünün sıcakta dinlendiği gölgelik. : EĞLEK

Süryani takvimine göre sekizinci ay.:İYAR

Süs için yapılmış kumaş kıvrımı.

Süs iğnesi. : BROŞ

Süs lalesi.:BÜRÇÜK

Süs olarak kullanılan ziynet,altın taklidi sarı tenekeden pul. : PENES

Süs. : BEZEKİRAYE

Süsleme,tezyin. : DONATA

Süslemecilikte kullanılan çok parlak,yeşil ve pembe dalgalı sedef.:ARUSEK

Süsleri olan kumaş. : FİSTO

Süslü taş mezar. : LAHİT

Süslü,güzel.:ZİBA

Süslü. : ZİBA

Süt kardeş. : RADİ

Süt kardeşi anlamında yerel bir sözcük.: EMİŞİK

Süt mamulleri imalathanesi. : MANDIRA

Süt şekeri. : LAKTOZ

Sütte bulunan protein. : KAZEİN

Sütten kesilmiş sığır yavrusu.:BUZAĞI

Süzgeç,kevgir. : AYIRT : İLİSTİR : ELESTİR

Süzülmüş et veya tavuk suyu. : KONSOME

Süzülmüş et veya tavuk suyu.:KONSOME

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 341
Bütün postalar: 396
Bütün kullanıcılar: 11
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
***MERHABA, HOŞ GELDİNİZ***
 
SİTEMİZDE, KIZILAY ÇILDIR ŞUBEMİZİN TANITIMI, FAALİYETLERİ ve TÜRK KIZILAYI HAKKINDA GENEL BİLGİLER YER ALMAKTADIR. ************************** **************************

----------

***DEĞERLİ KIZILAY ÜYELERİMİZ;*** Hiçbir karşılık beklemeksizin Kızılay’a üye olarak vermiş olduğunuz destek için teşekkür ederiz. Ödediğiniz AİDAT la aç ve yoksul yurttaşlarımızın yaşam kaynağısınız. Bu nedenle aidatınızı şubemize yatırmanız önem arz etmektedir. TEŞEKKÜR EDERİZ ******************************* ******************************* ****TEKERLEKLİ SANDALYE**** Kızılay Şubemiz, ihtiyaç sahiplerine Tekerlekli Sandalye temin etmektedir. İhtiyaç sahiplerinin Şubemiz Başkanlığına başvurmaları ilan olunur.******************************** ********************************* ******ÖĞRENCİ YARDIMI****** Şubemiz, ihtiyaç sahibi Üniversite öğrencilerine nakdi yardım yapmaktadır. Yardımdan yararlanmak isteyen ihtiyaç sahiplerinin şubemiz başkanlığna müracaat etmeleri ilan olunur....SON GÜN: 25.02.2011 ***MÜRACAAT SONA ERMİŞTİR*** ********************************* ********************************* *******ZEKAT YARDIMI******* Şubemiz, ihtiyaç sahibi aileleri, derneğimize yapılan ZEKAT yardımlarından yararlandıracaktır. Bu yardımdan yararlanmak isteyen ihtiyaç sahibi ailelerin şubemiz başkanlığına başvurmaları ilan olunur. SON GÜN : 15.03.2011***MÜRACAAT SONA ERMİŞTİR*** ***************************** ***************************** *****HASTA BEZİ YARDIMI**** İhtiyaç sahibi hastalara hasta bezi temin etmekteyiz. İhtiyaç sahiplerinin şubemiz başkanlığına başvurmaları ilan olunur. ***************************** ***************************** *****VOLEYBOL TURNUVASI**** Kızılay Çıldır Şubesi Gençlik Kolları, ‘’YOKSUL ÖĞRENCİLERDE OKUMALI’’ Kitap Kampanyasına destek sağlamak ve yöremiz gençlerinin tanışıp kaynaşmasına öncülük etmek amacıyla Voleybol Turnuvası düzenlemektedir. İlgililerin Şubemiz Başkanlığına başvurmaları ilan olunur. ***MÜRACAAT SONA ERMİŞTİR***

----------

***************************
* SON DAKİKA HABERLERİ*
 
Sitene Ekle
BİLGİLENDİRME
 
***YARDIM TOPLAMA***

*Türk Kızılayı kamu yararına çalışan bir
kurum olup, izin almaksızın yardım
toplama hakkına sahiptir.

*Firmalar, gıda bankacılığı esaslarına
göre çalışan Türk Kızılayı'na yaptıkları
gıda bağışlarını gider kaydedip vergi
muafiyetinden yararlanabilirler.

***KURBAN DERİLERİ***

*Yardım Toplama Kanunu’na dayanılarak
çıkarılan yönetmelikte kurban derisi toplama yetkisi sadece
Türk Hava Kurumu’na verilmiştir.

*Bu nedenle Şubemiz Kurban derisi toplamamaktadır.
ÖNEMLİ KIZILAY SÖZLERİ
 
* Kızılay üyelerin yardımı ile yaşar.
* Acılar paylaşıldıkça azalır.
* Kızılay'ı sevmek, insanlığı sevmektir.
*Üretilemeyen tek ilaç kandır.
* Kızılay şefkatin en güzel örneğidir.
* Bir damla kan, bir can demektir.
* Küçük yardımlar büyük işler görür.
*Kan vermek, hayat vermektir.
* Acılı günlerin en yakın dostu Kızılay'dır.
* Kızılay kara gün dostudur.
* Ateşi söndüren su, acıyı dindiren Kızılay'dır.
SAĞLIK İÇİN KIZILAY İÇİN
 
******************** Döviz
 
Bugün 45 ziyaretçi (148 klik) burdaydı!
Google
Site Kurulum Tarihi:.... 24.12.2010 İsa Orhan Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol